Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasi İdeolojiler

Andrew Heywood

Siyasi İdeolojiler Gönderileri

Siyasi İdeolojiler kitaplarını, Siyasi İdeolojiler sözleri ve alıntılarını, Siyasi İdeolojiler yazarlarını, Siyasi İdeolojiler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
… Gerçek devrim, sadece devleti ortadan kaldırmak değil devletin gücünü de ortadan kaldırmaktır. Devletin çürümesine izin verilmemeli, devlet ortadan kaldırılmalıdır. …
Sayfa 199Kitabı okudu
… Politik güç ve refah birbirinden ayrılamaz. … Bakunin
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
“İnsan özgür doğmuştur ama artık her yerinden zincirlere bağlıdır” J.J. Rousseau
Sayfa 195Kitabı okudu
… “Kötü bir hükümet için en tehlikeli an, hükümetin, yollarını tamir ettiği andır.” Alexis Tocqueville
Sayfa 144Kitabı okudu
… Sosyalistler, kesinlikle gelişimden yanadırlar. Her birey doğuştan, hatta belki de daha ceninken, onun kişiliğini düzenleyen ve biçimlendiren deneyimlere boyun eğer. Tüm insan becerileri ve nitelikleri, konuştuğumuz dile sımsıkı sarıldığımızdan dolayı, toplumdan öğrenilir. Liberaller birey ve toplum arasında açık bir ayrım çizerken sosyalistler, bireyin toplumdan ayrılamayacağına inanırlar. Onların düşüncesine göre insanlar, ne bağımsız ne de kendi kendilerine yetebilen varlıklardır; onları ayrı veya atomize bireyler olarak düşünmek manâsızdır. Bireyler sadece ait oldukları sosyal gruplar sayesinde anlaşılabilir ve kendilerini anlayabilirler. Bu nedenle insan davranışı bize, durağan insan doğası hakkında söylediklerinden daha çok, insanların yetiştirildikleri ve yaşadıkları toplum hakkında daha fazla şey söyler. Aslında liberaller ve muhafazakârlar çoğunlukla insanların esas itibariyle çıkarcı ve egoist olduğunu iddia ederler. Diğer taraftan sosyalistler, bencil, açgözlü, materyalist veya saldırgan davranışın yaratılışla edinilen bir davranış olmadığını, daha ziyade sosyal olarak koşullandırıldığını ileri sürerler. Böyle özellikler, bencil ve açgözlü davranışı cesaretlendiren ve ödüllendiren toplumun ürünüdür. Bu, kesinlikle sosyalistlerin kapitalizme karşı geleneksel olarak yaptıkları bir suçlamadır. İnsanlar faydayı maksimize edici değildir; daha ziyade, kâr kovalamaya yönelik, kapitalist piyasa mekanizması ile böyle davranmaya cesaretlendirilirler. …
Sayfa 120Kitabı okudu
… Hiç kimse bir adanın tamamı değildir; Her insan kıtanın, esasın bir parçasıdır;... Bir kimsenin ölümü beni hüzünlendirir, zirâ ben insanoğlunun bir üyesiyim; Ve bu yüzden çanın kimin için çaldığını asla söyleme; O senin için çalıyor. …
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
… muhafazakârların çoğu, herhangi bir ilâhî köken iddiası öne sürme ihtiyacı duymadan geleneği desteklemektedir. Örneğin Burke, toplumu “yaşayanlar, ölüler ve doğacaklar” arasındaki bir ortaklık olarak tanımlamıştır. İngiliz romancı ve deneme yazarı G. K. Chesterton (1784-1936), bu görüşü şöyle ifade etmektedir: Gelenek, oyları tüm sınıflardan en belirsiz olana vermek demektir: Atalarımıza. Bu, ölmüşlerin demokrasisidir. Gelenek, sadece sağda solda dolaşanların kibirli oligarşisine boyun eğmeyi reddeder. …
… Çöplükteki ayyaş tam da olması gereken yerdedir. … William Summer
… J. S. Mill bir anlamda, demokrasiye karşı liberal tutumun belirsizliğini ozetlemektedir. Dizginlenmemiş biçimiyle demokrasi, zorbalığa yol açmaktadır ama demokrasinin yokluğunda da cehalet ve vahşîlik hüküm sürmektedir. …
… Anarşistler, doğrudan demokrasiyi savunurlar ve süreklilik arz eden halkçı katılımla beraber radikal adem-i merkeziyetçilik vurgusu yaparlar.Temsilî demokrasi, seçkin tahakkümünü örtme ve kitleleri baskıya boyun eğdirme teşebbüslerini gizleyen sahte bir görüntüden başka bir şey değildir. …
Reklam
… demokrasi, % 51’inyönetim inisiyatifine kalmaktadır. Fransız siyasetçiye sosyal yorumcu Alexis de Tocqueville (1805-1859), bu durumla ilgili olarak meşhur “çoğunluğun zorbalığı” şeklindeki tasviri yapmıştır. …
… liberallere göre, bencillik artı iktidar yozlaşmaya eşittir. Bu anlayış, Lord Acton’un meşhur uyarısında şöyle yer alır: "İktidar yozlaştırır; mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır” ve Acton şu sonuca varır: “Büyük adamlar, neredeyse her zaman kötü adamlardır.” Bunlardan dolayı liberaller, keyfî yönetim korkusu taşırlar ve sınırlı yönetim ilkesini benimserler. …
… Geleneksel olarak liberaller, böylesi bir korumanın ancak toplumdaki tüm birey ve grupları kısıtlama yeteneği olan egemen bir devlet tarafından sağlanabileceğine inanırlar. Bundan dolayı özgürlük, John Locke’un da belirttiği gibi sadece “hukukun boyunduruğunda varolabilir; “hukuk olmayan yerde, özgürlük de olmaz.” …
… hoşgörü, bir bütün olarak toplumun sağlamlığını ve sağlığını teminat altına almak için de bir zorunluluktur. İyi fikirler, kötü olanların yerini alacağından ve cehalet ilerlemeci bir tarzda bertaraf edileceğinden, “hakikat” sadece fikirlerin serbest piyasasında ortaya çıkabilir. Farklılık veya çeşitliliğin neticesi olarak, rekabet, tartışma ve münakaşa bundan dolayı sosyal ilerlemenin motorudur. Mill’e göre bu durum, demokrasinin ve çoğunluk her zaman haklıdır inancıyla bağlantılı olan “ahmak uyumculuğun” tehdidi altındadır. Sonuçta Mili ([1 8 5 9 ] 1972) şu savı ortaya koyabilmiştir: Bir kişi hâricinde tüm insanlık bir görüşü benimserse ve sadece bir kişi karşıt görüşe sahipse; insanlığın bu kişiyi susturmasının haklılığı, bu kişinin iktidar sahibi olduğunda tüm insanlığı susturmasından daha fazla değildir. …
… Voltaire’in (1694-1778), “Söylediğin şeyden iğreniyorum ama senin bunu söyleme hakkını ölümüne savunacağım” …
1.474 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.