Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasi İdeolojiler

Andrew Heywood

Siyasi İdeolojiler Gönderileri

Siyasi İdeolojiler kitaplarını, Siyasi İdeolojiler sözleri ve alıntılarını, Siyasi İdeolojiler yazarlarını, Siyasi İdeolojiler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
… demokrasi, % 51’inyönetim inisiyatifine kalmaktadır. Fransız siyasetçiye sosyal yorumcu Alexis de Tocqueville (1805-1859), bu durumla ilgili olarak meşhur “çoğunluğun zorbalığı” şeklindeki tasviri yapmıştır. …
… liberallere göre, bencillik artı iktidar yozlaşmaya eşittir. Bu anlayış, Lord Acton’un meşhur uyarısında şöyle yer alır: "İktidar yozlaştırır; mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır” ve Acton şu sonuca varır: “Büyük adamlar, neredeyse her zaman kötü adamlardır.” Bunlardan dolayı liberaller, keyfî yönetim korkusu taşırlar ve sınırlı yönetim ilkesini benimserler. …
Reklam
… Geleneksel olarak liberaller, böylesi bir korumanın ancak toplumdaki tüm birey ve grupları kısıtlama yeteneği olan egemen bir devlet tarafından sağlanabileceğine inanırlar. Bundan dolayı özgürlük, John Locke’un da belirttiği gibi sadece “hukukun boyunduruğunda varolabilir; “hukuk olmayan yerde, özgürlük de olmaz.” …
… hoşgörü, bir bütün olarak toplumun sağlamlığını ve sağlığını teminat altına almak için de bir zorunluluktur. İyi fikirler, kötü olanların yerini alacağından ve cehalet ilerlemeci bir tarzda bertaraf edileceğinden, “hakikat” sadece fikirlerin serbest piyasasında ortaya çıkabilir. Farklılık veya çeşitliliğin neticesi olarak, rekabet, tartışma ve münakaşa bundan dolayı sosyal ilerlemenin motorudur. Mill’e göre bu durum, demokrasinin ve çoğunluk her zaman haklıdır inancıyla bağlantılı olan “ahmak uyumculuğun” tehdidi altındadır. Sonuçta Mili ([1 8 5 9 ] 1972) şu savı ortaya koyabilmiştir: Bir kişi hâricinde tüm insanlık bir görüşü benimserse ve sadece bir kişi karşıt görüşe sahipse; insanlığın bu kişiyi susturmasının haklılığı, bu kişinin iktidar sahibi olduğunda tüm insanlığı susturmasından daha fazla değildir. …
… Voltaire’in (1694-1778), “Söylediğin şeyden iğreniyorum ama senin bunu söyleme hakkını ölümüne savunacağım” …
… Aydınlanma’nın ana teması, insanın bâtıl inanç ve cehalet bağlarından kurtulup, bir “akıl çağı’nın salıverilmesi arzusuydu. …
Reklam
… Bireyin önceliğine inanma, liberal ideolojinin tipik temasıdır. Ancak bu inancın liberal düşünceye etkisi farklı açılardan olmuştur. Bu anlayış, bazı liberallerin toplumu, salt kendi ihtiyaç ve çıkarlarını tatmin etme arayışındaki bireylerin toplamı olarak görmelerine yol açmıştır. Böylesi bir görüş, bireyleri toplum içinde “yalıtılmış atomlar” olarak tasavvur etme anlamında, “atomistik” olarak adlandırılmıştır. Aslında bu görüş, “toplum’un kendi başına varolmadığı ama salt kendi kendine yeten bireylerin toplamı olduğu inancını doğurabilir. Böylesi uç bireyci bir anlayış, bireyin bencil, zorunlu olarak çıkarcı ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir varlık olduğu varsayımına dayanır. C. B. Macpherson (1973), erken dönem liberalizmini, “sahiplenici bireycilik” olarak nitelendirmiştir. Çünkü Macpherson’a göre bu anlayış, bireyi, “kendi kişilik ve kapasitelerinin sahibi, bu açıdan topluma hiçbir borcu olmayan” varlık olarak görür. Aksine daha sonraki liberaller, insan doğasına ilişkin daha iyimser bir görüş benimsemişler ve bireylerin birbirlerine, özellikle de kendilerine bakamayanlara karşı sosyal sorumlulukları olduğunu düşünme konusunda daha hazırlıklıdırlar. İnsan doğası ister bencil olarak, isterse diğerkâm olarak tasavvur edilsin; liberaller, her bir kişinin kendi potansiyelini tam olarak geliştirme yeteneğine sahip olduğu bir toplumu yaratma arzusu etrafında birleşirler. …
Kapi­talist piyasanın ortaya koymuş olduğu çaba ve verimliliğe rağmen kapitalizmin, bütün sosyal sınıf­lara ve bireylere eşit davrandığı söylenemez.
ideoloji, bir sosyal grup veya bütün bir topluluğun ortak bir kimlik veya kolektif hedefler oluşturarak kendi bilincini elde etmesi aracıdır.
Siyonizm (Siyon Ibranicede Cennet Krallığı demektir) genelde Filistin olarak görülen Yahudi memleketinin ku­rulmasını amaçlayan harekettir. Fikir, ilk kez 1897'de Theodore Herzl (1860-1904) tarafından Basel'deki Dünya Siyonist Kongresi'nde ileri sürülmüş ve Yahudi halkını eziyetten kurtarmanın tek yolu olarak görülmüştür. ilk Siyonistler, genelde sosyalizme sempati duyan seküler ve millî amaçlar güden kişilerdi. Ancak 1948'de İsrail devletinin kuruluşundan beri Siyonizm, bütün Yahudilere bir memleket sağlama vaadi ve İsrail'e sempatiyi artırma ve düş­manlarına karşı onu savunma girişimleri ile ilişkili hâle gelmiştir, ikinci anlamda fundamentalizmle (bkz. s. 287) bağlantılı olduğu söylenmiştir, Filistinlilere göre ise Arap karşıtı, yayılmacı bir niteliğe sahiptir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.