"Yeşilçam'ın son 30 yıllık kalabalık mazisi, bu mazinin nasibine düşen sayısız kötülerden bir kötü; Nuri Alço, ve kalıbına sığdıramadığı öfkesini boyalarıyla duvarlara boca eden yaptıklarının altına Nuri Alço imzasını düşüp sözleriyle beyinlerimizi kırbaç yemişçesine ürperten bir örgüt; NARO...
Nuri Alço ismi etrafına üşüşen daha pek çok konu, bu kitabın kapakları arasından beğeninize sunuluyor. 'Soğuk Bir Gazoz İster misin Yavrum?' sinemamızın bu en kalleş, en saman altından su yürüten ve en beyazlara bürünüp işini saflık kıvamında gören kötüsüne dair el sürülmedik, deşilmedik tek bir malumat bırakmıyor.
Nuri Alço'nun namlı bir saray pehlivanı olan dedesi Aliço'dan söz açarak, Osmanlı sarayına düşüyor yolunuzu ilkin. Adı henüz kötüye çıkmamış, Kur'an Kursu'nun uysal talebesi küçük Nuri'nin çocukluk ve gençlik yıllarına ait masum anılarını, yaşı kemale erdiğinde beyaz camınızdan şahit olduğunuz fitne fesadının yanına koyduğunuzda 'yazık olmuş gül gibi çocuğa' hayıflanmalarıyla okuyacaksınız. Yüzünde eksik olan meymenetle kalbinin nasıl da dolup taştığını anladığınızda Alço'nun arkasından söylediklerinize çok pişman olacaksınız. Bu arada Nuri Alço'nun sinemamızda işgal ettiği yeri daha net görmek için Türk Sineması'nın geçmişine dair derinlikli bir analiz de sizleri bekliyor. 90'lı yılların sinemasında yerini zamane kötülerine bırakarak sırra kadem basan Alço'nun bu dönemde gösterdiği iyileşme belirtilerine şahit olurken, Nuri Alço'nun ismini kullanarak duvarlara tiz ve keskin bir ses salan NARO isimli örgütü daha yakından tanıyacaksınız.
Kötülüğe, sinemaya, bir örgütün duvar yazılarıyla sözün can alıcılığını silah edinerek suratımıza indirdği tokatlara ve bizim cevaben arsızca diğer yanağımızı sunuşumuza, sapla, samana ve bunları ayırt etme yollarına, yaramıza, beremize ve çocukluğumuzun gazoz gibi güzide bie içeceğine dair olan bu kitabın önce dolduruluşuna sonra da kendinizden geçmeniz dileğiyle..."
(Arka kapaktan alınmıştır.)