Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu

Ali Demirsoy

En Beğenilen Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu Gönderileri

En Beğenilen Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu kitaplarını, en beğenilen Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu yazarlarını, en beğenilen Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyadaki anayasaların tümünde birinci madde "doğa hakkı insan hakkından önce gelir" olmalıdır. Böylece bir gün doğa ile insan karşı karşıya gelirse yasalar ve yargı tercih hakkını doğanın yararına kullanmalıdır.
Propagandanın en hası ordadır
Cami, insanları toplayıp siyasi propaganda yapmak için, din kisvesine büründürülmüş tapınaklar olarak tasarlanmış yapılardır. Bu niteliğini de bugüne kadar yitirmemiştir.
Reklam
Sinir hücreleri, ilettikleri impulsların (bir çeşit elektrik sinyali) komşu hücrelere atlamaması için miyelin gibi değişik örtülerle (özellikle gelişimin belirli bi evresinden sonra) yalıtılırlar. Bu durumda bilginin (impulsların) sadece sinaps adı verilen açık kapılar aracılığıyla hedefe doğru iletilmesi sağlanmış olur. Çocuklarda beyindeki miyelinleşme, tam olarak gerçekleşemediği için anlamlı sözcüklerin ve davranışların ortaya çıkması ancak miyelinleşmeden sonra olur. Miyelinleşmenin olmadığı hücrelerde sinapslaşma ortaya çıktığı için, beyin hücrelerinin organizasyon düzeyinin yükselmesinin miyelinleşme hızıyla ters orantılı olduğu söylenebilir. Bu nedenle biraz geç konuşan bir çocuğun, yargılama ve yorumlama yeteneğinin ileride daha güçlü olabileceği söylenebilir.
Tarih kitaplarımızda Attila, Cengiz ve nicesi birer kahraman olarak tanıtılır. Niçin? Onların buldukları yasaları bugün de kullandığımız için mi; bir uygarlığı bir yerden başka bir yere taşıdıkları için mi; insanlığın kullanımına bir bilgiyi ya da yeni bir buluşu soktukları için mi? Hayır... Sadece aynı kandan geldiğimiz ve çok fazla insan öldürdükleri için.
Eski Bir Tapınaktan Bir Yazıt
"Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile bir zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol. Hatırlar mısın doğduğun zamanları; sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin.” [Eski Bir Tapınak Yazıtı, Xsentius (İ.Ö 9. yüzyıl)]
Sayfa 106Kitabı okudu
"Ganimet, haraç, gaza, esasına göre kurulmuş bir devlette bireylerin, kendilerini zorlayarak üretim yöntemlerini geliştirmesini, yani bilimi geliştirmelerini beklemek mümkün değildir; çünkü çok daha kolay yoldan kazanma yani talan ve soygun, idari ve inanç sistemi olarak meşru sayılmaktadır. Türk Tarihi'nde cumhuriyet hariç, üretimi esas alan bir dönem yaşanmıştır. Bu, henüz müslüman olmadan Hazar civarında yerleşip, yerleşik düzene geçmeye başlayan Türklerdir. Türklerin sanatsal yapılarının en önemlilerini bu dönemde görmekteyiz. Fakat Arapların örgütlenmiş talan ve yayılmacı saldırılarına dayanamayarak yıkılır ve bizzat kendileri İslam felsefesi içinde çok daha organize olmuş, saldırgan, yayılmacı ve talancı bir toplum haline dönüşürler. Böyece hiçbir Türk topuluğu doğal evrimleşme sürecini yaşayamadı. Ancak, bugün sanata ve üretime daha eğilimli; fakat baskıcı rejimlerden yeterince nasibini alan Hıristiyan Gagavuzlar ve Yahudi Karaimler (her ikisi de Türk soyundan gelmedir) ayrı bir gelişme süreci gösterdiler."
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Geri17
79 öğeden 71 ile 79 arasındakiler gösteriliyor.