Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Aşk Hikayesi

Son Mektup

André Gorz

Son Mektup Sözleri ve Alıntıları

Son Mektup sözleri ve alıntılarını, Son Mektup kitap alıntılarını, Son Mektup en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biraz önce "temel deneyim"den söz ediyordum: güvensizlik deneyimi. Bu deneyimin doğası ikimizde aynı değildi. Bunun önemi yok: Benim için olduğu gibi senin için de, dünyada güvenli bir yere sahip olmadığımız anlamına geliyordu. Ancak kendimiz için yaratacağımız yere sahip olacaktık. Özgürlüğümüzün sorumluluğunu üstlenmek zorundaydık ve senin bu konuda benden daha hazırlıklı olduğunu sonradan keşfedecektim.
Sayfa 18 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Eski öz-disiplin yöntemleriyle ağrılarını yöneterek kendi üzerinde denetim sağlıyordun. Hastalığını kavrama ve kendi sorumluluğunu üstlenme gücü, hastalığın ve seni edilgen ilaç tüketicisi haline getirecek olan uzmanların hakimiyeti altına ginnemenin tek yolu gibi görünüyordu sana.
Reklam
1949 sonbaharı başında evlendik. Hakkımız olan izni istemek aklımıza bile gelmedi. Sanırım maaşım açıklanmamıştı. Citoyens du monde'daki işimin geçici olduğunu düşünerek, asgari ücret dışındaki kazancımızı tasarruf amacıyla bir kenara koyuyorduk.
Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden.
Bakışlarımız karşılaştığında şöyle düşündüm: “Onun karşısında hiç şansım yok.
Ne var ki işte, sen bana kendimden kaçma ve elçisi olduğun bir başka yere yerleşme fırsatı sağlamıştın.
Sayfa 23 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda. Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima.
Evliliğe bir burjuva kurumu olarak bakıyor; aşk söz konusu olduğuna göre iki insanı en az toplumsal olan bir alanda birleştirmesi gereken bir ilişkiyi toplumsallaştırdığını ve hukuken düzenlediğini düşünüyordum. Hukuki bağ, çiftlerin duyguları ve deneyiminden bağımsızlaşma eğilimine, hatta görevine sahipti. Bir de şöyle diyordum: "On ya da yimıi yıl sonra, hayat boyu sözleşmemizin, dönüşeceğimiz kişilerin arzusuna denk düşeceğini bize ne garanti edebilir?" Senin cevabınsa kaçınılmazdı: "Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarımzdır, değişen koşullara göre onu tek- rar yönlendirmekten, uyarlamaktan, desteklemekten asla vazgeçmezsiniz. Birlikte yapacağımız şey neyse o olacağız."
“her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın.”
“Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır, değişen koşullara göre onu tekrar yönlendirmekten, uyarlamaktan, desteklemekten asla vazgeçmezsiniz. Birlikte yapacağımız şey neyse o olacağız.”
Reklam
"Seni gerçekten sevemezsem, kimseyi sevemezdim."
ben de, aşkın bir küçük burjuva duygusu olduğunu düşünmeye yakındım.
şurası doğru ki hayatında özel olarak birine yer yoktu (...) çünkü kendisi özel bir insan değildi ve ona özel bir insanmış gibi bağlanılması onun için önemli olmazdı.
Kendi kendime şöyle dedim: "Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız."
Sayfa 13 - Ayrıntı Yayınları, çev. Alev ÖzgünerKitabı okudu
" hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık. İlk zamanlarımızdaki gibi mevcudiyetine özen gösteriyorum ve sana bunu hissettimek hoşuma giderdi. Sen bana tüm hayatını ve olduğu gibi kendini verdin; kalan zamanımız boyunca, ben de sana kendimi tümüyle verebilmek isterdim. Seksen ikinci yaşına yeni girdin. Hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Son zamanlarda sana bir kez daha aşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden. Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim. Cenaze arabasının taşıdığı ise sen. Senin yakılma törenine katılmak istemiyorum; elime, içinde küllerinin bulunduğu bir kavanoz vermelerini istemiyorum. "Die Welt ist leer, leh wi/l nichr!eben mehr"i söyleyen Kathleen Ferrier" in sesini duyuyor ve uyanıyorum. Nefesine kulak veriyor, hafifçe seni okşuyorum. İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.