Açıkçası standart bir Glenn Meade kitabı dersem yalan olmaz. Bu kötü bir şey değil ama yazarın tarzını artık o kadar iyi anladım ki ismini görmesem bile bu kitap Glenn Meade'in derdim, o derece aynıydı diğer kitaplarıyla. Kitaplarda sadece işlenecek ana tarihi olay değişiyor ve geri kalan her şey aynı yaşanıyor gibi hissettiriyor bana. Üstelik bu sefer diğer kitaplarını okumamış okurların da sayfaların ilerleyişini rahatça anlayacağı bir şekilde ilerledi kitap. Yani kitabın sonuna doğru gelirken zaten beklediğim her şey çıktı diye düşünerek okudum. Sürpriz unsuru benim için söz konusu değildi sizin anlayacağınız. Fakat böylesi zor bir konuyu, böylesi incelik gerektiren bir eseri tarihi kurguyla birleştirip yazmak özel bir iş olduğu için fazlasıyla takdir ediyorum.
Sizlere kitabı sadece okurken bile ne kadar acı çektiğimi anlatamam, yaşanmış olan bu gerçek vahşeti, bu dramı, bu karanlığı hayal bile edemiyorum asla. Birçok sayfada gözümden akan birkaç damlacık yaşa engel olamadım.
An itibarıyla da dilimize çevrilen bütün Glenn Meade kitaplarını okumuş bulunuyorum, bu kitapla beraber hepsini de öneriyorum.