De Clerambault sendromu (dinsel öğeler taşıyan homo-erotik saplantı) olan bir adamın bir erkeğe saplantılı bir biçimde bağlanması üzerine kurgulu akıcı bir gerilim öyküsü...
Öykü kısaca bu, ancak içerisinde vicdan muhasebesi, iletişim, yalnızlık, kadın erkek ilişkilerini sorgulama ve aşk konusunun güzel bir anlatımını bulabilirsiniz...
Bir mektup var, kadın kahramandan erkek arkadaşına biraz uzak kalmasını isterken talebinin gerekçelerini anlattığı. Çok etkileyici ve manidar...
Bu mektubu okuyan çoğu erkeğin; "lanet olsun!, yok daha neler!, aynen böyle olmuştu!, oysa ben ne düşünüyordum-o ne diyor?, ya ben?" gibi düşünceleri sesli dile getireceğinden adım gibi eminim...
Erkekleri hep kaba, bencil, aldatan, anlamaz, duyarsız gibi sıfatlarla suçlayan kadınlar, size sesleniyorum: Hiç de sandığınız gibi değil. Hayat sizin çevrenizde, sizin baktığınız gibi akmıyor, bu size bir suçlama değil, bir rica, ne olur bir durun, bir dinleyin...
Ve siz erkekler, gerçekten seviyorsanız, üzgünüm yapabileceğiniz bir şey yok, hele de sevdiğiniz kadını hak etmediğinizi düşündürtecek fiziksel, zeka, yaş ve kabiliyet gibi konularda farklılıkların varlığını hissediyorsanız, işiniz gerçekten zor. Yapabileceğiniz tek şey içinizde hissettiğiniz duyguya sarılıp sabırla mücadele etmek. Sonunda mutluluk var mı, bilemiyorum. Bu öyküde var gibi...
Bu öyküde aynen bunlar oluyor, dünya üzerinde birbirini seven bir çok çift arasında bu kadar sıra dışı olmasa da benzer olaylar yaşanıyor...
Aşık olun...
İyi okumalar dilerim...