Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Beğenilen Sorgu Gönderileri

En Beğenilen Sorgu kitaplarını, en beğenilen Sorgu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Sorgu yazarlarını, en beğenilen Sorgu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fakat bunların kafaları da boş. Düşünme gibi bir alışkanlıkları olmadığı gibi ne yaptıklarını, ne için yaptıklarını da bilmiyorlar.
Sayfa 15 - Oda Yayınları
Nefret, bir çıkar ortaklığının ürünüdür.
Cellatlar çoğu zaman, Cezayir sorunuyla hiç ilgilenmeden ömrünün yirmi yılını Fransa'da geçiren gençlerdir. Fakat nefret, bir çıkar ortaklığının ürünüdür. Bunun için onlara da bulaşmış onları da tutsak etmiştir.
Sayfa 14 - Oda Yayınları
Reklam
Önce işkence edenlere bakalım, kim bunlar? Sadist mi? Yeryüzüne inmiş azrail mi? Korkunç amaçları olan savaş tanrısı mı? Kendilerine kalırsa bütün bunların karışımıdırlar. Fakat Alleg bu sözlere inanmıyor. Anlattığı olaylardan çıkartılabilen sonuca göre bunlar kendilerini ve kurbanlarını üstün güçlerine inandırmak istiyorlar. Kimi zaman üstün insanı oynuyorlar. Kimi zaman da insanın evcilleştirilmesi görevinin verildiği güçlü ve sert kişiler olarak görüyorlar kendilerini. Her şeyden önce tutsaklara kendileri ile aynı cinsten olmadıklarını duyurmak istiyorlar. Bunun için de onları soyuyor, dövüyor, küçümsüyorlar.
Sayfa 11 - Oda Yayınları
Eğer bir ulusu, kendi öz benliğine karşı koruyacak gelenekleri ve yasaları yoksa ve eğer 15 yıl, dünün kurbanlarını bugünün cellatları haline getirebiliyorsa, o ulusun olaylar karşısındaki tutumu ve davranışı yalnızca fırsat ve rastlantılara bağlıdır.
Sayfa 8 - Sayfa 8 - Oda Yayınları-1979-ÖnsözKitabı okudu
Kurban ve cellat da tek bir kişidir: kendimiz. Gerçekten de açık seçik söylemek istersek şu çıkıyor ortaya; bu rollerin birinden kaçınmak için ötekini benimsemek gereklidir.
Sayfa 8 - Oda Yayınları-1979-ÖnsözKitabı okudu
Bir köşede ezbere bildiğim bir şiir vardı, kendiliğinden fışkırıvermiş, bir halk türküsünü dörtlüyü: *Otuz günlüğüne kondu hapse Yanni, *Ama anahtar kayboldu, otuz yıl kaldı. *Hapishanede dokuz elma ağacı dikti Yanni, *Meyvelerini yedi hepsinin ve artık özgür değildi.
Reklam
Şafakla birlikte kapılarının açılacağı düşüncesi hem onları, hem bizi yataklarımızda uykusuz beklemeye zorluyor. Şafakta hiçbir şey olmamasını tüm gücüyle dilemeden ya da şafağın ışıklarını görmeden kim varabilir uykuya. İşte bu bekleme saatlerinde türküler işitiliyor her gün. Özgürlüğü için savaşan halkın ta yüreğinden fışkıran o güzelim türküler.
Sayfa 19 - Oda Yayınları
Sunuş, Jean-Paul Sartre
Son savaşta İngiliz radyolarından ve gizlice çıkan gazetelerden Oradour'daki katliamı öğrenir, sonra da yolda kendi halinde giden Alman askerlerine bakar: “Aynı bize benziyorlar, bu işleri nasıl yapabiliyorlar acaba?” derdik. Bir de nasıl yaptıklarını anlayamadığımız için gururlanırdık. Bugün anlaşılamayacak bir şeyin olmadığını biliyoruz artık. Çünkü Fransızlar şu gerçeği kavradılar: Eğer bir ulusu, kendi öz benliğine karşı koruyacak gelenekleri ve yasaları yoksa ve eğer 15 yıl, dünün kurbanlarını bugünün cellatları haline getirebiliyorsa, o ulusun olaylar karşısındaki tutumu ve davranışı yalnızca fırsat ve rastlantılara bağlıdır.
Sayfa 8 - Oda Yayınları
Umutsuzluk içinde başkaldırmaya zorladığımız bu insanlar ya mahvolacak ya da bizim gibi insan olduklarını dünyaya kanıtlayacaklar.
Sayfa 13 - Oda Yayınları-1979-ÖnsözKitabı okudu
Eğer bunlara karşı koymazsak üzerimize daha çullanacaklar. Öteki uluslara, susmamızın kabullenme demek olmadığını anlatmalıyız. Susmamız bize zorla yüklenen ve ardı kesilmeyen bir kabus sonucudur. Bunu çoktan biliyordum fakat kesin bir kanıt bekliyordum.
Sayfa 9 - Oda Yayınları-1979-ÖnsözKitabı okudu
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.