Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplumsal Tipler

Sosyoloji Divanı - Sayı 3

Sosyoloji Divanı

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir nene düşünelim ihtiyarlığın sanatsal ifadesi olan. Bembeyaz saçları kar gibi, nur yağmış gibi. Sonra çizgi çizgi kınalı elleri her namaz sonrası daha da sevimli, küçülür gibi. Ardından kadınlığını, analığını gösteren sarkık vücudu, çökük yanakları, büzüşük dudakları. Vücudunun her karesinde ayrı bir bilinmezlik buna rağmen ayrı bir tanışıklık,
Şair tam bir endişedir. Ürkek bir ceylan yavrusu gibi hep tedirgindir. Sürekli yerini yadırgayan bir hali vardır. An itibariyle olduğu yer, sanki hiçbir zaman olması gereken yer değilmiş gibi davranır. Hep huzursuzdur. Kendi huzurda olmadığı için kimseye de huzur vaat etmez, kimsenin yüreğine su serpmez. Her an kendisini de rahatsız eden bir arayışı vardır. Bir yolcudur. Sürekli bir yerden bir yere taşınır. Bir tür evsizdir. Gözleri dalgın ve içine bakıyor değilse, önüne de, hemen burnunun ucundaki şeye de bakıyor değldir. Gözleri hep uzaktadır. Sürekli ulaşmak istediği bir yeri vardır. Kimseyle beraber değildir, hatta çoğu zaman kendiyle bile değil. Bir tür kurtulma çabası içindedir hep. Her şeyden, herkesten kurtulmak istiyormuş gibidir. Onun üretimi bir inşadan çok. bir yıkma, bir arınma eylemidir. Şiirle içini ve etrafını kalabalıklaştırmaz. Aksine ona yapışan, onu her an varlık evreninin maddi gerçekliğine çekmek isteyen şeylerden kurtulmak ve böylece o maddi gerçekliği aşan, hakiki bir evrenin yüksekliğine çıkmak ister.
Reklam
Bilgiyi işlemeye dayalı yeni gözetim pratikleri, günlük hayatımız içerisinde aldığımız roller silsilesi boyunca yalnızca vatandaşların değil hepimizin sürekli kontrol edildiği, gözetlendiği, sınandığı, incelendiği, değerlendirildiği ve yargılandığı yeni bir şeffalığa imkân tanıyor (Bauman, Lyon, 2013: 20). Şüphesiz ki yeni dönemde gözetleme olgusu değişmemekte ancak başkası hakkında bilgi edinme araçlarının değiştiğini görmekteyiz. Artık gözetleme yalnızca mahalle aralarında değil sanal mekânlarda da her daim yapılmaktadır, gözetlenen kendisini bile isteye dedikodusunun yapılmasına ve bunun aracı olarak da sosyal paylaşım sitelerinde kendisine ait bilgileri elâlem ile paylaşmaktadır. Mahalle aralarındaki dedikodular veya kınanmalar yerini sosyal paylaşım sitelerinde paylaşımların beğeni almaması ile kendisini göstermektedir. Sanal mekânlarda durum böyle ilen kentsel dönüşünde birlikte hayatımızın her alanına giren gözetleme araçları canlı kameraların boşluğunu doldurmamaktadır. Mobese kameraları aslında toplumsal denetimin yanı sıra toplumdaki bireylerin birbirlerine güven duygusunu yitirdiğinin, tek güvenilen nesnenin teknoloji aygıtı olduğunun açık ifadesidir.(Hanife Özyer)
Bireyin toplumsal arenada rolünü icra edememesi, toplumun bütünü için faydalı olmayan ve başlı başına anormal bir durumdur. Bununda ötesinde daha da anormal olan bir durum daha vardır. Bir bireyin,belirli bir uzman doktor tarafından onaylanmamış olduğu halde hasta rolünü oynaması veya sürdürülmesidir. Gerçekte hasta değil iken, hasta rolünü
Şiir dilin matematiğinde sonsuzlukla soluklanmaya yeltenmektir. Şiir, dil malzemesiyle evrendeki iç müziğin ahengine ritim tutmayı denemektir, anlamlı bir var oluş kurmaya çabalamaktır. İnsandaki derin çatlağı onarmak, yine insandaki karanlık kuyuya bir umut ışığıyla yönelmek, anlam denizinden yudumlanmak, Aragon’dan (1966: 59) esinlenerek söyleyecek olursak; içindeki suya susamak, çaresizliğin hazzını idrak etmektir. Dünyadaki bir taşa başını yaslamak, bir çocuğun elini avuçlarına almak, bir mazlumun gözyaşını silmek, topyekün insana, toplum ve evrene dair bir farkındalık oluşturmaktır şiir. Şiir durmadan varlık sancısı yayan bir yarayı kanatmak ya da kanayan yaraya merhem olmaya çalışmaktır; varlık sancısını teskin etmeye çalışmaktır. Dolayısıyla, “şiir, ağızda gevelenen bir ezgi, kafamızın içindeki bir mırıltı, başka şeyler düşünürken dudaklarımızda dolaşan bir nakarat değil, tam tersine, yoğunluğunun doruğuna çıkarılmış insani düşüncedir" (Aragon, 1966: 81). İnsanın çelişkili varlığının aynadaki aksidir şiir. Şiir Aragon’nun herhangi bir eserde aradığı baş dönmesidir'. Şiir gerçeklik algımızı yeni bir düzlemde dizayn eder, ayağımızın altındaki toprağı çeker alır ve bize yeni bir göz ve algı verir. Bir tür yeni matematik verir bıze şiir'. Bütün metafiziğin içinde anlamlandırıldığı bir matematik. Kenan Çağan
Ben odaklı/merkezli yeni karakterin/prototipin hayatın sadece kendi etrafında şekillendiği algısına sahip olmasının nedenleri arasında, bugüne kadar söz konusu karakteri etkileyen ve büyüten bir unsur olarak; seküler bir dünya tasavvuruna sahip olması sayılabilir. Bu anlamda bireyin bütün eylemlerini ve bütün hayatını atfettiği temel tasavvur onun
Reklam
Gerçek zamanlı’ teknolojilerin küresel yayılımı, bizi sürekli gözetim biçimleri altına sokarak yeni bir totalitarizm safhası olasılığını artırır. Bu yeni tehlike ve denetim biçimleri, evlerden Kosova'daki son savaşa canlı İnternet yayım yapmak gibi görünüşte masum bir pratikte bile tespit edilebilmektedir. İnternette yayınlanan, insanların mutfakları ve yatak odalarına kurulmuş canlı web kamerasının çektiği görüntüler, enformasyon veya eğlenceyle değil, bireyin teşhir ve istila edilmesiyle ilgilidir. İnsan faaliyetinin durmaksızın gözlenmesi, artık küresel bir ölçekte gerçekleşmekte ve üzerimize 'teknolojik bir uyanıklık' (Virilio, 2000b: 62) yükleyerek hepimizi sürekli görünür kılmaktadır (Stevenson 2008: 328-329). Küreselleşmenin en önemli döngüsü olan iletişim araçlarıyla, yeni karakter prototipin kurduğu ilişki paradoksal biçimde ilerlemektedir.Bir yandan “yeni tip” ağ metaforuyla bütün dünyaya erişebilirken, yani iletişim ve etkileşim imkânlarını artırırken; diğer yandan “ben odaklı/merkezli” bir algıyla etrafındaki herkes ve her şeyle arasına yüksek duvarlar örebilmektedir. Sosyal medya hesabı üzerinden dilediği biçimde bir temsiliyet mekanizması geliştirebilmekte ve bu konuda geçmişte olduğu gibi yaşadığı “mahalle”sinin gösterdiği bu yeni temsiline nasıl tepki vereceğini de umursamamaktadır. Zira bu anlamda uzunca bir zamandır söz konusu karakteri besleyen temel düşünce “just do it" [sadece yap] (Funk 2011: 67) anlayışıdır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.