Toplumsal yapının bütün kodlarını iletişim zemininde yapısal bir değişim ve dönüşüme zorlayan yeni medya ortamı sadece iletişim sürecine değil; sosyal, sıyasal, iktisadi vb. hemen her alana dokunarak bütün alışkanlıkları, aidiyetleri, kimlik talep ve temsiliyetleri değişime uğratmaktadır. Bu anlamda yaşanan değişimlcre paralel gerek yerel, gerekse küresel ölçekte “x, y, z kuşağı”, “80 öncesi ve sonrası kuşak”, “post modem kuşak” vb. kimi adlandırılmaların en önemli temsiliyet mekanizması hiç kuşkusuz iletişim araçları ve ortamları olmaktadır. Bütün bu değişim ve dönüşüm sürecinin birçok faktörle ilişkisinin olduğu yadsınmamakla birlikte, en önemli unsurun iletişim araçları/süreçleri olduğu ifade edilmelidir.
Bu bağlamda “80 sonrası kuşak” olarak nitelenen gençlik, “siyasete ilgisiz, kayıtsız ve yalnızlaşmış” olarak tanımlanmış, “kendini ifade etme, toplumsal bir kimlik kazanma, birey olma, özgürleşme, hayata dair inisiyatif alma” konularında sürekli engellerle karşılaşmıştır. İşte böyle bir ortamda toplumsal ve kültürel bir alan olarak internet, gençlik için ‘yeni bir dünyaya’ açılan pencere olarak hem toplumsal hem de bireysel olarak tüm dünyanın gündemine girdi.
Bu durum gençlerin toplumsal yaşantısındaki sıkışmışlığı, yalnızlığı, durağanlığı sanal âlemin 'sınırsız’ dünyasında gidermeye yönelmesi ile sonuçlandı. Gençlık eğlenmeye, arkadaşlık kurmaya, alışveriş yapmaya, tüketmeye ve özgürce hareket etmeye başladığını düşündüğü bu mecrada aynı zamanda küresel sistemin kültürel mantığının pazarlanmasına da eklemlenmeye başladı (Güzel 2007: 178).