"Yapayanlış örülmüş bir hırka giymişim yıllardır, onunla ısınmaya çalışmışım gibi hissediyorum kendimi. Babam anlattıklarıyla o hırkanın bütün ilmeklerini söktü. Eline yumağı dolayıp yavaş yavaş söktü üstümdeki hırkayı, çırılçıplak kaldım."
Öyle güzel bir romandı ki; kime hak vereyim, kimin derdine üzüleyim, kime derman bulayım, ağlayayım, bilemedim. Ne kadar hayali karakterler olduğunu bilsem de gerçek hayatın ta kendisindeydi sanki olaylar ve kişiler...
Herkes haklı, herkes susmuş, hepsi serzenişte, hepsi huzursuz. Her biten bölümde yüzüne buruk bir gülümseme yayılıyor. Kazım, Mürüvet, Emin, Hülya, Ethem, Nurten, Ekrem, Sevgi, Çiğdem karakterleri hepsi kendi penceresinden anlatıyor, sen sadece hak veriyorsun.
Ah Ethem! En baştan beri en çok sendin benimsediğim, sevdiğim. Roman Ethem ve Nurten sayesinde güzelleşmiş; kalbimin en derininde iz bıraktınız.
Ethemin ağzından dökülen ve en çok insanı yaralayan cümle ile bitireyim.
"Yersiz yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin vermedim…"
Keyifli okumalar.