Söylemin Düzeni

Michel Foucault

Öne Çıkan Söylemin Düzeni Gönderileri

Öne Çıkan Söylemin Düzeni kitaplarını, öne çıkan Söylemin Düzeni sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Söylemin Düzeni yazarlarını, öne çıkan Söylemin Düzeni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dikkatimi çeken, toplumumuzda sanatın, kişileri ve hayatı değil de, yalnızca nesneleri kapsayan bir şey oluşu... Sanat, tek uzmanları sanatçılar olan bir özel şeydir diyelim. Ama niye her birimiz kendi hayatından bir sanat eseri çıkarmasın ortaya? Neden şu lamba, bu ev bir sanat nesnesi olsun da, benim hayatım olmasın?
Madem ki felsefe yinelemeydi, kavramdan sonra gelen de değildi; soyutlamanın kurduklarını izlemek zorunda değildi, her zaman kenarda durmalıydı, edinilmiş genellemeleriyle bağını koparmalıydı ve felsefe-olmaz'la temas noktasındaki yerine dönmeliydi, onu tamamlayanın değil, ama ondan önce gelenin, onu henüz tedirginliğinden uyandırmamış olanın, olabildiğince yakınına yaklaşmalıydı.. Tarihin tekilliğini, bilimin bölgesel akılcılıklarını, belleğin bilinçteki derinliğini ortadan kaldırmak için değil, DÜŞÜNMEK İÇİN yeniden ele almalıydı..
Sayfa 66 - HilKitabı okudu
Reklam
Benim arkamda bir sesin şöyle demesini isterdim: "Sürdürmek gerek, ben sürdüremiyorum, sürdürmek gerek, sözcükler olduğu sürece onları söylemek gerek, beni buluncaya, beni söyleyinceye dek, onları söylemek gerek tuhaf çaba, tuhaf hata, sürdürmek gerek, belki de çoktan oldu, belki de çoktan söylediler bana, söyleyeceklerini, belki beni öykümün eşiğine dek, öyküme açılan kapının eşiğine dek taşıdılar, eğer kapı açılırsa şaşardım."
Sayfa 22 - HilKitabı okudu
Evrensel arabuluculuk teması da, sanırım, söylemin gerçekliğini kırpmanın bir başka yoludur. Ve bu, görünüşe rağmen böyledir. Zira ilk bakışta, öyle görünür ki, özellikleri kavrama değin yüksel­ten ve aracısız bilince en sonunda dünyanın bütün akılcılığını açma imkanını veren bir logos'un devi­nimini her köşede bula bula, kuramcılığın merke­zine yerleştirilen şey düpedüz söylemin kendisi olu­yor.
Asal metinlerden birçoğu birbirine karışır ve yitip gider ve bazı bazı, yorumlar gelip ilk sıraya yerleşirler. Ancak tutamak noktaları ne denli değişirse değişsin, işlev yerli yerindedir...
Benim arkamda (çok önceden söze başlamış, söyleyeceğim şeyleri önceden söylemiş) bir sesin şöyle demesini isterdim: "Sürdürmek gerek, ben sürdüremiyorum, sürdürmek gerek, sözcükler oldu­ğu sürece onları söylemek gerek, beni buluncaya, beni söyleyinceye dek, onları söylemek gerek -tuhaf çaba, tuhaf hata, sürdürmek gerek, belki de çok­tan oldu, belki de çoktan söylediler bana, söyleye­ceklerini, belki beni öykümün eşiğine dek, öyküme açılan kapının eşiğine dek taşıdılar, eğer kapı açı­lırsa şaşardım."
Reklam
91 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.