"Her dertlinin âhını,
Her muhtacın duasını işiten ve dinleyen Bir Semi-i Mücīb perde arkasında var, bakar ki;
En küçük bir zîhayatın
En küçük bir ihtiyacını görür ve
En gizli bir âhini işitir, şefkat eder,
Fiilen cevab verir, memnun eder..."
Görmüyor musun ki, mecazî aşklarda yüzde doksandokuzu, maşukundan şikayet eder. Çünki Samed âyinesi olan bâtın-ı kalb ile sanem-misal dünyevî mahbublara perestiş etmek, o mahbubların nazarında sakîldir ve istiskal eder, reddeder.
Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzeran-ı hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar gider.