Sayfa Sayısına Göre Su Kasidesi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Su Kasidesi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Su Kasidesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada Osmanlı su güzellerini de anmak gerekir;çeşmeler, sebiller, su yolları, kemerler, sarnıçlar vs. bunların o çeşit çeşit yapıları, kendine özgü o biblo gibi şehri süsleyişleri... Bir de Vakıf su yolları çok önemli, vakfedilen su yolları. Atalarımız pek çok vakıf yapmış ama en önemli vakıfları su üzerine kurmuşlar. Su hayat olduğu için... Camiden çok çeşme ve sebil yapmışlar mesela. Mevlüt okutmak yerine, nafile hacca gitmek yerine bir çeşme yaptıran bakış açısıdır bu.
Fuzuli... Suyu bir çölde gören adam. Bulunduğu iklimde, Kerbela toprağında suya ipotekli bir hayatın çocuğu. O coğrafyada suyun adı Dicle'dir ve Dicle hayat demektir.
Fuzûlî... Suyu bir çölde gören adam. Bulunduğu iklimde, Kerbela toprağında suya ipotekli bir hayatın çocuğu. O coğrafyada suyun adı Dicle'dir ve Dicle hayat demektir.
“Fuzuli… Suyu bir çölde gören adam. Bulunduğu iklimde, Kerbela toprağında suya ipotekli bir hayatın çocuğu. O coğrafyada suyun adı Dicle’dir ve Dicle hayat demektir.”
Fuzuli... suyu bir çölde gören adam. Bulunduğu iklimde, Kerbela toprağında suya ipotekli bir hayatın çocuğu. O coğrafyada suyun adı Dicle'dir ve Dicle, hayat demektir. Eğer Hille' de Fuzuli'nin yaşadığı o Bağdat civarında, o Mezopotamya dediğimiz iki armağın arasını bir Fırat ile bir Dicle doldurmasaydı hayat sekteye uğrardı şüphesiz. Zannederim, Fuzuli bu şiiri yazarken Dicle'nin sularını çok seyretti. Dökülüşleri, çırpınışları, koşuş ve duruşlarını ruhuna yazdı ve suyu bir ilhama o zaman dönüştürdü. Bir şair yüreği ile bir ırmak ancak bu kadar bütünleştirilebilir çünkü. O ki, sözleriyle suyu parçalar, moleküllerini ayırır, adeta akışkanlar mekaniğinin bütün sırlarını orada keşfeder, bize aktarır.
İlginç bir anekdottur; eskiden "su şişirmesi" diye bir şey varmış. Düşmanın harekatını önlemek için kalelerin etrafına hendek kazıp su koyarlarmış yani?!.. düşmanın geleceği dağların arasını, geçitleri, dar vadileri su ile doldurup onların harekatını önlemek. Eski çağlara göre müthiş bir savaş taktiği. Falanca ırmağın dere yatağını çevirip orduların geçeceği yeri çamurlayıveriyorsunuz. Yahut su ile doldurup bırakıyorsunuz... Yayaların, süvarilerin, onca savaş teçhizatlarıyla bu engeli aşması...