Ma'ruzat

Sultan Abdülhamid'e Arzlar

Ahmed Cevdet Paşa

Sultan Abdülhamid'e Arzlar Gönderileri

Sultan Abdülhamid'e Arzlar kitaplarını, Sultan Abdülhamid'e Arzlar sözleri ve alıntılarını, Sultan Abdülhamid'e Arzlar yazarlarını, Sultan Abdülhamid'e Arzlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gâvur Dağı eşkıyasının kökünün kazanması ile Fırka-i Islahiye'nin başlamış olduğu ıslahat tamamlanmıştır. Kozan gibi devlet emirlerini asla tanımayan, Gâvur Dağı ve göçebe aşiretler halkı gibi hırsızlığı hayat tarzı kabul eden bunca halk, hep disiplin altına alınıp, halen hepsi devlete asker ve vergi vermektedirler.
Tasarruf ve iyi idare ise, lüzumsuz yere para sarfetmemek demektir. Yoksa tohum parası vermemek, tarlayı boş bırakmak tasarruf usulüne ve iyi idareye tümüyle aykırıdır. Devlet kendi bütçesini düzeltmek için geliri artırmaya muhtaç olup, bu ise memleketin imarı ile olur.
Reklam
Fırka-i Islahiye'nin Dersim ve bütün Kürdistan'ı dolaşarak Anadolu'yu tamamen ıslah etmesi kararlaştırılmışken, bu sırada Eflâk ve Boğdan'da meydana gelen karışıklık üzerine Tuna vilâyetinde bir ihtiyat ordusu kurulmasına karar verilip, Fırka-i Islahiye'den de birkaç taburun yeterli ölçüde nakliye hayvanatıyla birlikte İstanbul'a iadesi tarafıma bildirildi. Bu yüzden Anadolu'nun geneline yönelik ıslahat ertelenip, daha önce ıslahatı yapılan yerlerde durumun pekiştirilmesi karar altına alındı.
Vezaretin ağır yükü altına girmekten çekiniyordum. Bulunduğum ilmiye sınıfının en son noktası olan kadıaskerlik derecesine çıktıktan sonra sınıf değiştirmek epey güç geldi. Fakat sonra Hasan Efendi'nin Şeyhülislamlığında ilmiye rütbesi hemen herkese verilerek kalemiyle rütbesi gibi gerçek değerini yitirince, ilmiye yolunun şan ve şerefi de kaybolmuş ve sınıf değiştirdiğimden dolayı memnun olmuştum.
Kadıaskerlikten vezir olan sadece benim. Mekke ve İstanbul pâyelerinde iken bana defalarca vezirlik teklif olunmuşken kabul etmemiştim. Vezirlik gibi sıkıntılı bir görevde olmak istemezdim. Kadıaskerlikten vezirliğe geçmenin bir örneği olmadığından Bosna'ya giderken tarafıma kadıaskerlik rütbesi verilince, "hele vezirliğe geçme derdinden kurtuldum" diye memnun olmuştum. (...) Fuad Paşa, vezirlik ten uzak durmamın sebebini sorunca, "Efendim, ilmiye sınıfında yüksek maaş yoktur. Fakat güven vardır. Tutumlu olan bir kadıasker arpalığı ile kıt kanaat geçinir. Sonra bir aktif görev verilir. Ondan sonra bir miktar para kazanır. Onunla ihtiyaçlarını giderir ve borcu ile diğer masraflarını kapatır; kimseye ihtiyacım var demeğe mecbur kalmaz. Vezirler ise aktif bir görevdeyken bol bol para alırlar, fakat azledildiklerinde maaşsız kalıp vekillere adeta yalvararak bir görev almak için yüz suyu dökerler. İşte bana bu durum güç gelir" demiştim. (...) 13 Ocak 1866 tarihinde, Fuad Paşa tarafından yapılan davet üzerine konağına gittim. Hariciye Nazırı Alî Paşa da oradaydı. Mabeyn-i Hümâyûn Başkâtibi Emin Bey padişahın bu konudaki emrini okuyunca, gördüm ki iş işten geçmiş, itiraza yer kalmamış, "kaç defa önemli memuriyetlerde bulundum. Başımı padişahlık makamı uğrunda feda ederek nice tehlikeler atlattım. Şimdi bir sarığı feda etmem diyebilir miyim?" diyerek sarığı çıkarıp, fesle kaldım.
Bundan dolayı Fırka-i Islahiye ile İstanbul'dan çıkarken bize çok şeyler vadedilmiş olduğundan, bu defa dönüşümüzde, Derviş Paşa ile benim sahip olduğumuz ikinci Osmanî rütbe nişanlarımızın birinciye değiştirilmesi kararlaştırılmışken, Avni Paşa, "bu iş, askerin normal olarak yerine getirmesi gereken bir hizmettir" demiş olduğundan, olağanüstü bir hizmet gibi göstermemek için nişan ile taltif edilmemizden de vazgeçildi. Fakat Sultan Abdülaziz Han hazretleri Derviş Paşa ile beni huzuruna getirtip iltifat ederek, kıymetli taşlarla süslü birer kutu verdi. Kozan'da iken benim Şeyhülislamlık makamına getirilmem söz konusu edilmiş, fakat o sırada bulunduğum görevin hassasiyeti ve öneminden bahsedilerek, zamansız İstanbul'a getirilmemin uygun olmayacağı öne sürülmüştü. Ayrıca benim şeyhülislâm olmam bazı önde gelen vekillerin düşüncelerine aykırıymış. Fuad Paşa gönlü bol bir kişi olup, bana karşı da özel bir sevgisi vardı ve değer verirdi. Fakat bir kişi için arkadaşlarından ayrılmazdı. Politika âlemi bir başka âlemdir. Kişi kardeşi olsa feda eder. Kışın Adana'da veya Maraş'ta kışlamayarak, İstanbul'a gelmekle hata işlemiş olduğumuz ortaya çıkmıştır.
Reklam
73 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.