En Eski Sus Barbatus! - 3 kitaplarını, en eski Sus Barbatus! - 3 sözleri ve alıntılarını, en eski Sus Barbatus! - 3 yazarlarını, en eski Sus Barbatus! - 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın bir şeyden vazgeçtiği an nasıl umutsuz bir andır. Yaşam coşkusu, tükenen bir su gibi akıntıdan kesilir. Sessizlik birden, kesin biçimde başladığı için, bu umutsuz çağın, bu korkunç terörün sonsuza dek süreceği zannedilir. Tam bir umutsuzluk ve tam çaresizlik.
Gerçekler başladığı zaman, tüm idealler, tasarılar, tüm o boş hazırlıklar birden değersizleşir. İnsanın ayakları ister istemez yere basmaya başlar. İnsan ancak savaş zamanlarında, kıtlık zamanlarında gerçekçi olur. Böyle zamanların dışında her şey hayaldir, idealdir, zaman kaybıdır.
Annesine çok yanmıştı Gülşen. Fındık. Fındık. Erken ölmemişti gerçi. Yine de, insan ölümü annesine konduramaz, değil mi? Annenin ölümünde, onarılamaz bir şeyler vardır. Annenin ölümü, yaratıcının ölümü gibi bir şeydir. Bu da dünyanın sonu demek olur.
Bazen, bu bir iki yıl önce daha çok oluyordu, bazen dünyada bir daha asla mutlu olamayacağını, başına gelen olumsuzlukların asla düzelemeyeceğini düşünürdü. O zaman tüm çare kitaplardaydı sanki; yaşının üstünde kitapları alır, bunları kafasını gözünü yararak okumaya koyulurdu.
Kimse olmayınca, mutlu olacak mıydı? Kafasına taktığı onca şeyi, takmaz mı olacaktı artık? Bazen, o kadar çok şeyi bir arada düşünmekten. Ve bunların hemen hemen hiçbirinin bir yere varmamasından o kadar yorulurdu ki, hayal ediyordu. Birisi bir ilacını söylese. Düşünmeme ilacı. Bir gün için hiçbir şey düşünmediği bir anısı olsa örneğin. Değil mi? O kadar mutlu olurdu ki. Dinlenmiş bir kafa, düşüncenin, tasanın etkisiyle yorgun düşmemiş bir kafa. Sıkıntısız. Bunun olanaklı olabileceğine inanmıyordu artık.
Hep biriz, kardeşiz,birlikteyiz.
Ama bu düzen bizi birbirimize düşman ediyor. Sebepsiz yere düşman ediyor. İki kardeşi alıyor,birini asker, birini anarşist ilan ediyor, neden, kendi çıkarları bozulmasın ,kendi düzenleri yolunda gitsin diye...