"yaptığım tek şey beni yok etme çabalarına susmaktı. aslında her şeye sustum."
kitabın baş karakteri merve çok başarılı bir avukattır. eşi mehmet'le tanıştıklarında hızla aşık olup kısa sürede evlenirler. merve evlendikten sonra hukuk lisansının yanına psikoloji lisansı da eklemek ister ve evliliklerinin ilk çatırıları burada başlar. mehmet, merve'nin başarısını çekemez ve onu hep aşağılamaya çalışır. merve tüm bunlara susar her şeyi sineye çeker fakat bir zamana kadar. merve, genellikle kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi davalara bakar. kitapta anlatılan bu davaları okurken vücudumdan kan çekildi resmen. okurken o kadar etkilendim ki hislerimi kelimelere dökmekte güçlük çekiyorum. özellikle kitabın sonunda merve'nin mutlu olmasını okumayı beklerken yazarın ters köşesiyle karşılaştığımda gözlerim dolu ve yaşları tutamadım.
yazarın dilinin çok akıcı olduğunu ve kitabın kısa olduğu için kolay okunacağını söyleyebilirim fakat okuduğunuz şeyler hiç kolay olmadığı için sindirmesi çok uzun sürebilir.
kitapta geçen hiçbir olayın yaşanmadığı bir dünyada uyanmak üzere diyebiliyorum ancak.
"merve dinledi yine sessiz sessiz. sustu. mehmet konuştu. merve sustu. o konuştukça merve daha çok sustu. sustukça uzaklaştı. o kadar uzaklaştı ki görünmez oldu. görünmez oldukça iyiden iyiye sustu. o sustukça sesler çoğaldı. herkes daha çok konuştu. denizde dalgalar konuştu, gökyüzünde gök gürültüsü, yer konuştu sonra gök konuştu, sonra yanardağlar konuştu patlaya patlaya, hep bir ağızdan konuştular."