Dünya ikiye bölünmüş yarısında Almanya yarısında Japonya hakim olmuştur. Tüm dünyada erkekler hüküm sürerken kadınlar ötelenmiş, kadın köylerine hapsedilmiş, tek görevleri doğurmak olarak belirlenmiştir. Erkeklerin kadınlara çocuk sahibi olma dışında yaklaşması yasaktır, ki zaten öğretileri gereği kadınlardan iğrenmektedirler. Almanya'nın hüküm sürdüğü coğrafyalarda tanrı olarak Hitler belirlenmiş ve onun kuralları gerçerli hale getirilmiştir. Hitler dini dışında herhangi bir dine inanmak kafirlik görülür ve toplum içine asla kabul edilmez. Detaylarına çok fazla yer vermek istemediğim bu harika kurgulanmış eser içinde birkaç kişi var ki bu kişiler düzende birtakım sorunlar olduğunu fark etmiş, inançsız halde gelmiş, dünyayı eskisi gibi yaşanılır bir yer haline getirmeye yemin etmişlerdir. Sonları ne olacaktır? Hitler yönetimi ve sonrasında yaşanılan dönem nasıldır? O şehirlerde, o düzende, sokaklarda yaşadığınızı düşünmek hangi duyguları hissettirir? Hepsi bu güzel sayfalar içinde saklı.. Yeni tanıştığım yazar Burdekin, bu eseri ile feminizm çerçevesinde güzel bir Hitler dönemi ve faşizm eleştirisi yapmaktadır. Her faşist yönetimin eril olduğunu ve kadınların toplumda görevinin sadece doğurmak olduğunu kabul ettiklerini eleştirmektedir. Hitler yaşarken yazılan bu roman 80'ler döneminde yeniden gündeme gelmiş. İyi ki de gelmiş
