Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrı Konuşur

Meher Baba

En Eski Tanrı Konuşur Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tanrı Konuşur sözleri ve alıntılarını, en eski Tanrı Konuşur kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonsuz saadet ebedi ve ezeli ve süreklidir ve daimi olduğundan herhangi zıt bir niteliği yoktur. Diğer yandan mutluluk, sonsuz saadetle bağlantılı olmasına rağmen,kalıcı değildir bu nedenle ızdırabın zıtlık özelliğini içerir. Bu sonlu mutluluk insanoğlunun hayatının temelini oluşturmasına rağmen ortadan yok olur çünkü hayatın kendisi geçicidir. İllüzyonun hayatı, Hiçlik’in hayatı olarak tezahür eden Hiç’in sonucu olduğundan, bu hayat yok olmalıdır.
Birinci Baskıya Giriş
Ruhsal olarak gelişmiş bir ruhun gelişinin önemi doğaüstü yaptıklarından değil, doğal kanunlar çerçevesinde olmasından ve yaptıklarından kaynaklanır. Böyle biri, inanılmazlığın marifetleriyle hayran bırakmak için, bir tür ululanacak şovmen olarak gelmez. Bu insanlığı, temel hayat şablonunu etkileyip, kendi başarılarını ölçecek bir kıstas vermek, aynı zamanda herhangi bir insanın bu tür bir hayat yoluna erişme yeteneğini tekrar doğrulamak yerine kısa bir süre için şaşkınlık içerisinde bırakır.
Sayfa 16 - Arion YayıneviKitabı okudu
Reklam
Gelişim herhangi bir kült, cemiyet ya da organizasyon kurmak için değil; ne de yeni bir din kurmak. Vereceğim din birçoğunun ardındaki Tek'in Bilgisini öğretir. İnsanların okumasını sağlayacağım kitap, hayatın gizeminin anahtarını elinde tutan yüreğin kitabıdır. Kafa ve yüreğin mutlu bir karışımını beraberimde getireceğim. Tüm dinleri ve kültleri tekrar canlandıracağım ve onları bir ipteki tespih taneleri gibi bir araya getireceğim.
Sayfa 30 - Arion YayıneviKitabı okudu
Örneğin, sınırsız bir okyanus hayal edelim. Bir de bu sınırsız okyanusun bir zerresini oradan çıkardığımızı ya da ayırdığımızı hayal edelim. Bir adım sonra, okyanusun bu zerresi, ayrılmadan evvel sınırsız okyanus içerisinde okyanusun kendisidir ve orda kıyısız okyanusun içinde okyanusun bir zerresi değildir çünkü okyanusun her bir zerresi, bir damlanın limitleriyle sınırlanmadıklarında, sınırsız okyanustur. Okyanusun bir zerresi yalnızca sınırsız okyanustan ayrıldığı veya sınırsız okyanustan bir damla olarak dışarı alındığında, okyanusun bu zerresi, kıyısız okyanusun bir damlası olarak ayrı var oluşunu elde eder ve okyanusun bu zerresi sınırsız okyanusun bir damlası olarak görülmeye başlanır. Diğer bir deyişle, sonsuz, sınırsız ve limitsiz okyanusun kendisine şimdi bu sonsuz, sınırsız ve limitsiz okyanusun bir damlası gözüyle bakılır. Ve bu okyanus zerresi veya okyanus zerresinin damlası, sonsuz, sınırsız ve limitsiz okyanusla karşılaştırıldığında, sonsuz sınırlamalarla en sınırlı ve en kısıtlıdır. Yani sonsuz özgür zerre kendini sonsuz sınırlı bulur.
Sayfa 37 - Arion YayıneviKitabı okudu
Ruhun bilincinin evriminin döngülerinin daha ileri ve yüksek bilinçlere ulaşması, düşük türlerin formlarının izlenimlerini deneyimleyip tüketirken, daha yüksek türlerin formlarının evrimi yoluyla olur.
Sayfa 42 - Arion YayıneviKitabı okudu
Bitki-formunun bu en-ilk türü halindeki ruhun bilinci, sırasıyla taş-formu, metal-formu ve bitki-formunda deneyimlediği ve deneyimlemekte olduğu izlenimlere uyumlu ve orantılı olarak madde alemi deneyimler. Sonuç olarak madde alemi deneyimlerken, bitki-formla özdeşleşmiş ruhun bu bilinci şimdi, bitki olduğunun ve yarı canlı ve yarı cansız niteliklere sahip olduğunun farkına varır. Bilinçli ruh şimdi bu bitki-formu yoluyla maddi alemde dik, ayakta durma iddiasındadır. Herşeye rağmen bu form özgür olarak, kendi kendine ayakta duramaz, bu dik duruş için başka araçların desteğini kullanır. Yine de bu form henüz, ruhun bilincine iradi hareket deneyimini verecek yetenekte değildir. Metal-formun en-son türünün izlenimleri ruhun bilinci tarafından, bitki-formunun en-ilk türü yoluyla tüketildikten sonra, bitki-formun bu en-ilk türü bırakılır (yani ruhun bilinci kendini, bitki-formun bu en-ilk türünden ayrıştırır). Bir kez daha bilinçli ruh, evrimleşmiş bilincin varlığına rağmen, kendisinin formsuz olduğunun farkına varır. Ruhun bu gelişmiş bilinci şimdi, henüz terkedilen ya da ayrışılan bitki-formun en-ilk türünün izlenimlerine merkezlenmiştir.
Sayfa 43 - Arion YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bitki-formun en-sonraki türünün vasıtası ile bağdaşmakla ruhun bilinci, madde alemde, bitki-formun terkedilen bu son türünün izlenimlerini deneyimler. Çeşitli deneyimler yoluyla bu izlenimler tüketildiğinde, ruhun bilinci bitki-formun en-sonraki türüyle bağlantısını terkeder ve tekrar (ruh) kendini maddi formu olmaksızın ve bilincini yalnız bu terkedilen son form türünün izlenimlerine merkezlenmiş olarak deneyimler. Bu izlenimleri deneyimlemek için ruhun bilinci kendini tekrar bitki-formun bir sonraki türüyle özdeşleştirmek eğilimindedir. Formların birbiri ardına olan bu izlenimler, deneyimler ve türler zinciri o derece bağlantılıdır ki, nihayetsiz gibi görünürler; ve ruhun bilincinin, kendini tümüyle ve bütünüyle evrimleştirebilmek için, bu kısır döngüye sokmaktan başka seçeneği yoktur taki, ister istemez, ruhun böylece kazanılan bilinci onun sonsuz, ebedi ve ezeli olarak ve ebediyyen Ruh-Ötesi'nin içinde olduğunu idrak etmesini ve sonsuz güç, sonsuz bilgi ve sonsuz mutluluğu deneyimlemesini sağlayana kadar. Önemli olan ve dikkatle not alınması gereken nokta, ruhun bilincinin evriminin döngüsü deveran ettikçe, ve daha fazla ve daha büyük izlenimlerin deneyimlenmesi yoluyla daha fazla ve daha büyük bilinç elde edildikçe, bilincin bu tekamülü, ayrışılan veya terkedilen veya atılan aşağı türlerin izlenimlerini tüketirken, istemeyerek de olsa daha yüksek türlerin bir dizi formunu evrimleştirir.
Sayfa 44 - Arion YayıneviKitabı okudu
Ben de cansız varlıktan öldüm, biten boy atıp gelişen, nebat oldum. Nebatken öldüm, insan oldum; artık ölüp azalmaktan, noksana düşmekten niye korkacakmışım? Bir daha hamle edeyim de insanken öleyim; böylece de melekler aleminde kol kanat çırpayım. Melek olduktan sonra da ırmağa atlamak gerek; "Herşey yok olur gider, ancak O'nun zatıdır kalan." Bir kere daha melekken kurban olayım da o vehme gelmeyen yok mu, o olayım. Yok olurum, yok olurum da erganon gibi, "Gerçekten de biz, dönüp ona varanlarız" derim. (Rumi - Mesnevi III, 3901)
Sayfa 52 - Arion YayıneviKitabı okudu
İnsanoğlunun ölümü ve doğumu arasındaki aşikar boşluk madde-bilinçli ruhun, tamamen gelişmiş sübtil ve mental bedenlerinin işbirliğiyle, henüz bırakılan insan-formu tarafından bir araya getirilen karşıt izlenimlerin baskın emsallerinin deneyimlendiği o devredir. Ölüm ile doğum arasında aşikar bu boşluktaki ruhun hali genellikle cehennem veya cennet diye anılır ve şimdi tümüyle bilinçli olan bu bilinçli ruhun bilincinin aralıklı olarak insan-formu ile bağdaşma ve ayrışma sürecine "Tekrardoğum (Reeakarnasyon) Süreci" denir. Eğer ruh tarafından deneyimlendiği gibi ve şimdi yalnızca sübtil ve mentalle bağdaşık olan karşıtların izlenimlerinin baskın emsalleri (erdem ve ahlaksızlık, iyi ve kötü, erkek ve dişi vb.) erdem ve iyilik ise (yani karşıt izlenimlerin pozitif yönleri) o zaman ruhun cennette olduğu söylenir. Eğer ahlaksızlık ve kötülük ise (yani karşıt izlenimlerin negatif yönleri) o zaman ruhun cehennemde olduğu söylenir. Cennet ve cehennem ruhun, maddi insan bedeni ya da formunu bıraktığında, karşıt izlenimlerinin her iki baskın tarafını da deneyimleyen bilincinin yoğun deneyim hallerinden başka birşey değildir. Ruhun kendisi, genellikle inanıldığı gibi, cennet ya da cehenneme gitmez çünkü ebediyyen sonsuz ve ebediyyen Ruh-Ötesi'nin içindedir. İzlenimleri deneyimleyen ruhun bilincidir.
Sayfa 55 - Arion YayıneviKitabı okudu
Altıncı seviye mental-bilinçli insan ruhu mental alemi duyguların tam bilinci yoluyla deneyimler ve dolayısıyla hiçbir düşüncesi yoktur ancak Tanrı ile devamlı yüzyüze olduğu ve O'nu her yerde ve herşeyin içinde gördüğü duygusunun bilincindedir. O Tanrı'yı devam olarak "görür" ancak kendisini Tanrı içinde, Tanrı olarak göremez. Bu nedenle Tanrı'yı görme hislerini kendinin Tanrı'yla özdeşleşmesi yönünden bağdaştıramaz; bu nedenle yüzyüze "gördüğü" Tanrı ile birlik için arzu duyar, hisseder, acı çeker. Bu Zihnin ikinci -duygu- kesimiyle özdeşleşme, nihai olarak Tanrı ile birleşmeye götüren ilahi aşkın baskın özelliğidir.
Sayfa 65 - Arion YayıneviKitabı okudu
Reklam
Sufilere göre İnsanoğlunu etkileyen beş tip bilgi vardır: İlki maddesel refahı elde etmekle sınırlı dünya bilgisidir. İkincisi genellikle sahip olanlar tarafından rakiplerini mantık ve delil silahları ile alt etmek için isteyenler tarafından kullanılan şeriat bilgisidir. Bu bilgi yaygın dışsal ilahiyattandır. Üçüncü bilgi tipi ruhsal Yol ile ilgilidir ve ciddi içsel disiplin kazanmış, toplumda dışsal olanlardan kaçınmış kişilerde bulunur. Bu bilgide ego hala sürmektedir ve iyi ve kötü bilinci ruha hala sıkı sıkıya tutunmuştur. Filozof ve düşünürlerin bilgisi ikinci ve üçüncü tip bilginin sınır çizgisi üzerindedir. Dördüncü tıp bilgi Tanrı-Öz bilgisidir(hakikat). Bu bilgiye erişen kişi sahte egonun en ufak bir lekesini taşımaz ve ikiliğin tüm izleri yok olur. Bilginin beşinci tipi, Meher Baba'nın açıklamalarına göre, Tanrı'nın ve evrenin tam bir bilgisi olan gerçek ruhsal bilgidir - hakikatin marifeti. Bu Resul (Avatar) ve Kutb (Sadguru)'nun sahip olduğu Mükemmelliyet'in bilgisidir.
Sayfa 210 - Arion YayıneviKitabı okudu
Yaratıcı olma fiilini, yaratılan herşeyin esirgenmesi takip eder ve yaratıcı ister istemez aynı anda esirgeyen rolünü de oynamalıdır. Aynı zamanda, esirgeyen olma fiilinde, esirgenen herşeyin yıkımı da beklenir. Bu nedenle, herşey bilerek ya da kazara esirgenir ve bu nedenle kaçınılmaz yıkımı tahmin ederek, esirgeyen yaratılan ve esirgenen herşeyin geleceğini, şimdiki zamanda tesis eder. Tanrı orijinal ilahi rüya halinde bu üç rolü Yaratan, Esirgeyen ve Yokeden'i aynı anda ebediyyen oynar.
Sayfa 98 - Arion YayıneviKitabı okudu
Her ne kadar en müthiş düş ürünü gibi görünse de insanın hayatının, Tanrı'nın ebedi ve ezeli varlığını örten peçe olduğu gerçektir.
Sayfa 109 - Arion YayıneviKitabı okudu
Tanrı'nın, Kendini bulmak için insanda kaybolması ve insanın Tanrı'da kaybolduğu anda, Tanrı'nın Kendi Gerçek'ini ebedi ve ezeli ve sonsuz varlık olarak idrak etmesi, ilahi yazgının ironisidir.
Sayfa 110 - Arion YayıneviKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.