Yetmiş altı yaşında, uzun zamandır yalnız yaşayan, emekli öğretmen Zübeyir Bey; eşi Mevhibe Hanım’ı yıllar önce kaybetmiş ve yalnız yaşamaya alışmıştır. Yetmişini çoktan geçmiş olsa da hala kendini yaşlı hissetmemektedir. Üstelik kronik ciddi bir hastalığı da yoktur. Marketini, pazarını kendi görür; her gün birinin ünlü olmasından, neredeyse her sokakta sürdürülen kazı çalışmalarından, gürültücü komşularından; herşeyi eleştirir, şikayet eder. Bir gün kapısında sarı bir zarf bulur. İçinden de tanıdığı birinin vapurda çekilmiş bir fotoğrafı çıkar. Üstelikte kendi ve eşi de aynı yerde fotoğraf çektirmiştir. İşte bu sarı zarfın gizemini çözmeye çalışan Zübeyir Bey, artık gizemli bir maceraya atılmıştır.
Kitap; hüznün ve mizahın içiçe kullanıldığı, eleştiri öğeleriyle dolu, sürükleyici ve gerçeküstü bir roman. Günlük hayatta karşılaşılan ve sıradanlaşan sorunlara dair, komediyle karışık inceden bir eleştiri şeklinde, kesinlikle herkesin kaldıramayacağı, bazen ağır, karamsar ve acımasız, genelde milli veya siyaset gibi konularda, bazen bütün değerleri hiçe sayan, genel ahlak yargılarına da karşı durumları kapsayan bir kara mizah. Bazı konularda güldürürken düşündüren bir tarafı da vardı fakat biraz fazla küfür ve argo kelimelerin de kullanılmış olduğunu söylemeliyim.
#TanrınınKaralamaDefteri
^
^
#alıntı
Mühim olan bir kapının arkasında ne olduğu değil, kapıdan geçerken yaşadığın heyecan.
^
^
@bilgiyayinevi @hurer.ebeoglu @senayayayyyy #bloghemsire #karamizah #kitap #bilgiyayınları
