Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tanrı'yı Kim Kullanır

Ahmet Taner Kışlalı

Tanrı'yı Kim Kullanır Gönderileri

Tanrı'yı Kim Kullanır kitaplarını, Tanrı'yı Kim Kullanır sözleri ve alıntılarını, Tanrı'yı Kim Kullanır yazarlarını, Tanrı'yı Kim Kullanır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunlara "muhafazakar" denmesinin sebebi ..
Köy Enstitüleri ve Atatürk'ün diğer eğitim kurumları yeni insan"ı yaratmıştı. İmam okulları ve dinci-ırkçı kafaların yozlaştırdığı eğitim kurumları da eski insan"ı yeniden yarattı.
Sayfa 67 - Cumhuriyet Kitapları 5. Baskı: Ekim 2016Kitabı okudu
Yere Coca Cola döküp israili boykot ettiğini sanan garip güruha gelsin ..
Dünya nüfusunun yaklaşık beşte biri Müslüman. Ama Müslümanların bilim dünyasına ve teknik gelişmelere katkısı neredeyse "yok" düzeyinde. Koca Arap aleminin bilime katkısı ise küçücük İsrail'in ancak yüzde 4 ' ü kadar.
Sayfa 102 - Cumhuriyet Kitapları 5. Baskı: Ekim 2016Kitabı okudu
Reklam
Kendine en yakın sorunlardan ülkenin genel sorunlarına kadar, sesini duyurmak, enerjisini kullanmak olanağı kalmayan genç-toplumdan umudunu yitirdiği için- kendi başının çaresine bakmayı tek çıkış yolu saymıştır.
Gençliğe ''umut ve heyecan'' veremeyen sol parti başarıya ulaşamaz. Çünkü ''sol'' demek, ''düzende değişiklik'' demektir. Değişikliğin en doğal yandaşı ise gençlerdir. Gençleri yanına alamayan sol partiler, bunun nedenlerini acaba nerede aramalılar? İnandırıcı ''yapısal değişiklik tasarıları'' üretemeyenler, gençliğe ''heyecan'' veremezler. ''Gücü'' olmayanlar ise gençliğe ''umut'' veremezler.
Gençlik sesini yükselttiğinde değil, asıl sustuğu, pıstığı zaman endişelenmek gerekir. Ülkenin geleceği için.
Kemalizmin erek aldığı ''yeni insan'', nasıl bir insandı? ''Üreten, hakça paylaşan, özgürce düşünen, kendi kendini yönetebilen'' bir insan... ''Kul''luktan ''yurttaş''lığa geçmiş olan bir insan!
Reklam
''Bugün demokrasimiz, Atatürk döneminin attığı, İnönü döneminin pekiştirdiği sağlam temeller sayesinde Atatürk döneminden çok daha ileridedir. Atatürk dönemine göre bugün daha demokratız, ama Atatürk dönemi Avrupa ortalamasından daha ileriyken 1945'ten beri o ortalamanın gerisindeyiz. Mutlak olarak ilerledik, ama Avrupa'ya göre geriledik.'' (Sina Akşin)
Kemalist devrimcilik anlayışının iki yanı vardı: Birincisi, eskimiş kurumların yerine, çağın gereklerine uygun kurumlar koymakla ilgiliydi. İkincisi ise sürekli olarak yeniliklere açık olmayı, değişen koşullara göre değişmeyi, ''kalıplaşmamayı'' gerektiriyordu.
Bakın, dağlara taşlara gene "umut" yazılıyor mu!.. Bakın, "sosyal demokrasi" gençlerin omuzlarında yeniden siyasal yaşamımıza damgasını vuruyor mu!.. Önce siz "kendinize inanın" ki gençlik de size inansın!
Dinciler ulusçuluğa karşı, ümmetçilikten yana... Irkçılar da Atatürk ulusçusu değiller, çünkü ırkçı milliyetçiler. Dinciler inancı aklın önüne geçiriyorlar. Temel sloganları "Düşünme, uygula!.." Irkçılar otoriteyi aklın önüne koyuyorlar: "Düşünme, buyruğa uy!.." Uydu insan, uydu toplum! Erekleri de zaten "çağdaş" uygarlık değil... Önerdikleri insan ve toplum modelleri, tarihin derinliklerinde kalmış bazı özlemleri yansıtıyor. Yüzleri değil, sırtları çağdaş uygarlığa dönük!
Reklam
Nazi zulmünden kaçan bilim adamlarına ABD kucak açmıştı. Dünyada o dönemin en varlıklı ve en demokratik ülkesi olarak... Bunlardan tam 142 tanesi, acaba niçin Atatürk'ün yoksul Türkiyesi'ni seçti? Hem de içlerinde dünya çapında olanlar bile bulunduğu halde?
"Üreten, hakça paylaşan, özgürce düşünen, kendi kendini yönetebilen" bir insan... "Kul"luktan "yurttaş"lığa geçmiş olan bir insan!
Fakat unutulmamalıdır ki, ordunun egemen olacağı bir rejimin yönünü, onun dayanacağı veya dayanmak zorunda kalacağı toplumsal sınıfların niteliği belirleyecektir!
Ordunun siyasi otoriteye müdahalesi için gereken şartlar;
Acaba ordunun siyasal hayata ''doğrudan'' müdahalesi için gerekli ortam hazır mıdır? Böyle bir müdahale genellikle şu koşullara bağlı olmaktadır: 1-Halkın sivil kurumlara (siyasal parti, sendika ve üniversite gibi) bağlılığı ve saygısının büyük ölçüde azalması. 2-Şu veya bu nedenle ordunun içinde büyük bir huzursuzluğun bulunması. (Bu, geçim şartlarındaki zorluk gibi maddi bir nedenle olabileceği gibi, manevi bir nedenden de olabilir!) 3-Ordunun (kastedilen subay kadrosudur), kendisine karşı koyabilecek bir gücün bulunmadığının bilincinde olması. (Ordudan gelecek bir harekete gene ordu içinden başka bir gücün karşı koyması ihtimali de bu şartla yakından ilgilidir ve ters yönde etki yapmaktadır.) 4-Ülkenin ekonomik yapısının, ordunun kolay kolay içinden çıkamayacağı kadar karmaşık olması. (Askeri darbelerin daha çok geri kalmış ülkelerde ortaya çıkışının nedenlerinden birisi de budur.) 5-Ordunun kuracağı rejimi destekleyecek toplumsal bir sınıfın veya sınıfların ve ona yardımcı olacak sivil bir kadronun varlığı.
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.