Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihte İstanbul Esnafı

Reşad Ekrem Koçu

En Eski Tarihte İstanbul Esnafı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tarihte İstanbul Esnafı sözleri ve alıntılarını, en eski Tarihte İstanbul Esnafı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski Müslüman Türk Esnafının Makbul Ahlakı
Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi'nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor : Türklerle pazarlık etmeyin "Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak davet eder ;Ermeni, biraz daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk'e gelince, sessiz, müşterisini sadece bakışlarıyla çağırır. Bir Türk'e söylediği fiyat için, sakın, 'Biraz aşağı olmaz mı?' diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve 'Ben hırsız mıyım ki önce sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonra pazarlığa girişeyim!..' der. "
Berberler :)
Eski berberler aynı zamanda sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama gibi cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli ihtisas sahibi mütetabbiptiler.
Sayfa 47 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Berberler ve Dişçilik
Hemen istisnasız hepsi aynı zamanda dişçiydi;diş tedavisi bilmezler, ağrıyan dişi bulamazlar, müşterinin ağrıyor diye gösterdiği dişi çekerlerdi. Meraklılar çektikleri dişleri atmaz, toplar, bu dişlerle, sathi boyanmış bir tahta üstüne tespit suretiyle mesela 'Berber Ali Usta' diye kendi isimlerini yazarak bir levha, tabela yaparlar ve dükkânlarının göze çarpacak bir yerine asarlardı.
Ayak berberlerinin çoğunun esnaf ruhsat tezkeresi yoktu, belediye çavuşlarının baskınlarına uğrarlardı. Çavuşun geldiğini görünce iskemlesini, seyyar mangalını, zenbilini alıp kaçar, müşterilerini, yüzünün bir tarafı tıraşlı, öbür yanı tıraşsız sabunlar içinde bırakırlardı.
16. asır sonlarında, bostancıbaşılardan Ferhad Ağa, bir defaya mahsus olarak bir de "top" cezası icat etmişti: suçlu, genç bir yeniçeriydi, bir imamın nikâhlı genç karısını kandırıp kaçırmış, kadının saçlarını keserek oğlan kıyafetine sokmuş, pervasızca bir müddet yanı sıra gezdirmişti. Üsküdar'da yakalandı, Tophane'ye götürüldü. Ferhad Ağa, çengeli, çarmıhı, kazığı az gördü, delikanlıyı çırılçıplak soydurttu, bilek, dirsek, diz ve ayak mafsallarını demir çekiçlerle kırdırıp zavallıyı yağlı paçavralara sararak bir havan topunun namlusuna gülle gibi tıktırttı, sonra topu ateşleterek havaya firlattı, paramparça etti.
Sayfa 127 - Doğan kitapKitabı okudu