Tartışma Sanatı Stratejileri
Arthur SchopenhauerSayfa Sayısına Göre Tartışma Sanatı Stratejileri Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Tartışma Sanatı Stratejileri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tartışma Sanatı Stratejileri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Mantık ve Diyalektik
Antik dönemde mantık ve diyalektik eşanlamlı terimler olarak kullanılırdı; mantığın Yunancası (lohgi zesthai) "üzerinde düşünmek, düşünüp taşınmak, hesap etmek" ve diyalektiğin Yunancası (dialegesthai) "karşılıklı konuşmak, sohbet etmek" olsa da aslında ikisi iki farklı kavramlardır.
Sayfa 7
Sözcüklerin çok eskiden beridir eşanlamlı kullanılıyor olması ve benim onların arasındaki anlam ayrımını yapacak kadar özgür olmamam çok acı verici. Yoksa mantığı (Yunancası logos) "kelime" ve "akıl" demektir ve ikisi birbirinden ayrılamaz) "düşünme yasalarının bilimi, yani aklın işleme tarzı" ve diyalektiği (Yunancası dialegesthai) "karşılıklı konuşma" - ve her sohbette gerçekler ya da görüşler iletilir, yani tarihsel yahut da düşünseldir) sözcüğün modern anlamıyla "tartışma sanati" olarak tanımlardım. O zaman açıkça görülür ki mantığın konusu düşünmenin ampirik bir şey karıştırma dan belirlenebilen saf a priorik yasalarıdır, aklın [logos]) rahatsız edilmeksizin kendi haline bırakılmışken -akıl sahibi bir varlığın tek başına düşünürken yapacağı gibi- hiçbir yanılgıya kapılmayacak işleyişidir. Öte yandan diyalektik akıl sahibi iki varlığı ele alır, yani akıl sahibi oldukları için düşünceleri ortaktır ama ayarları aynı iki saat gibi işlemeyi bıraktıkları anda hemen bir tartışma ya da entelektüel bir yarış doğar. Saf akıl olarak bu iki birey anlaşmak zorundadır ve sapmaları ise onların bireysel olarak temel farklılıklarından kaynaklanır; diğer bir deyişle deneyimden gelen bir şeydir.
Sayfa 9
İnsan doğasına dair
Insan doğası kötü olmasaydı, onun yerine tamamen dürüst olsaydı her tartışmamızın amacı gerçeğin ortaya çıkmasından başka bir şey olmazdı; bunun kendi dile getirdiğimiz düşüncemizin lehine mi olduğunu yoksa karşımızdakinin görüşü ne mi denk düştüğünü önemsemezdik. Buna hiç önem vermezdik ya da ikincil öneme sahip olurdu ama şimdi asıl meselemiz bu. Entelektüel güçlerimize özellikle duyarlı olan doğuştan kibirliliğimiz, ilkin bizim yanlış ve rakibimizin doğru olduğunu kabul etmemize asla izin vermez. Bu sıkıntının çözümü her zaman doğru yargılamada bulunmaktır. Çünkü insan konuşmadan önce düşünmesi gerekir. Ama birçok insanda doğuştan gelen kibre gevezelik ve doğuştan gelen düzenbazlık da eşlik eder. Düşünmeden konuşurlar ve daha sonra hatalı olduklarını fark etseler ve iddialarının yanlış olduğu ortaya çıksa bile durum bunun tam tersiymiş gibi görünsün isterler. Gerçeğe olan ilgi doğru olduğu sanılan önermenin oluşturulması sırasında herhalde ço ğu kez tek itici güç iken, şimdi yerini kibrin ilgisine bırakmıştır: bu kibir uğruna doğrunun yanlış ve yanlışın da doğru gibi görünmesi gerekmektedir.
Sayfa 12
çünkü insanın konuşmadan önce düşünmesi gerekir. ama birçok insanda doğuştan gelen kibre gevezelik ve doğuştan gelen düzenbazlık da eşlik eder. düşünmeden konuşurlar ve daha sonra hatalı olduklarını fark etseler ve iddialarının yanlış olduğu ortaya çıksa bile durum bunun tam tersiymiş gibi görünsün isterler.
Sayfa 12Kitabı okudu
çünkü bir insanın gerçekten haklı olduğu bir durumda yüzeysel argümanlar yüzünden aklının karışması ya da görüşlerinin çürütülmesi sık olan bir şeydir ve bir tartışmadan muzaffer çıkarsa çoğunlukla bunu önermesini oluştururken yargıda bulunma yetisinin doğru işlemesine değil, o önermeyi kurnazlık ve becerililikle savunmuş olmasına borçludur.
Sayfa 15Kitabı okudu
kuralları takip edersek tarafsız gerçekliğe hiçbir şekilde saygı gösterilmemelidir çünkü gerçeğin nerede yattığını genelde bilemeyiz. daha önce dediğim gibi, insan kendisinin haklı mı yoksa haksız mı olduğunu bilmez; sadece buna inanır ve yanılır; her iki taraf da buna inanır. gerçek derindedir. bir tartışmanın başında çoğunlukla her iki kişi de kendisinin haklı olduğuna inanır; tartışma süresince ikisi de şüphe etmeye başlar ve kapanışa kadar gerçek ne kesinleştirilir ne de onanır.
Sayfa 19Kitabı okudu