Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taş Devri Ekonomisi

Marshall Sahlins

Sayfa Sayısına Göre Taş Devri Ekonomisi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Taş Devri Ekonomisi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Taş Devri Ekonomisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genel anlayışa göre bir bolluk toplumu, herkesin maddi ihtiyaçlarının kolayca karşılandığı bir toplumdur. O halde, avcıların refah içinde olduğunu öne sürmek, insanlık durumunun, sınırsız ihtiyaçları ile yetersiz araçları arasındaki daimi farklılık nedeniyle insanın yoğun çalışmaya mahkûm olduğu mukadder bir trajedi olduğunu yadsımak demektir. Çünkü bolluğa iki şekilde ulaşılabilir. İhtiyaçlar ya çok üreterek veya az şey arzu ederek "kolayca karşılanabilir". Bildik anlayış, Galbraithçi düşünce, bilhassa pazar ekonomisine özgü varsayımlarda bulunur: İnsanın ihtiyaçları sonsuz olmasa bile çok büyüktür; buna karşın -her ne kadar bu araçları geliştirmek mümkün olsa da- elindeki araçlar sınırlıdır. Dolayısıyla, araçlar ile amaçlar arasındaki uçurum, en azından "acil mallar” bollaşana kadar endüstriyel üretkenlikle daraltılabilir. Fakat bizimkilerden daha farklı öncüllerden hareket ederek bolluğa ulaşan bir de Zen yolu vardır: İnsanın maddi ihtiyaçları sınırlı ve azdır, teknik araçları ise sabit, fakat genel olarak yeterlidir. Zen stratejisini benimseyen bir halk, düşük bir yaşam standartında benzersiz bir maddi bolluğun tadını çıkarabilir.
Sayfa 13
Orijinal Bolluk Toplumu
"Yerleşik görüş her zaman inatçıdır. İnsanı polemik yürüterek karşı çıkmaya, gerekli düzeltmeleri diyalektik olarak ifade etmeye zorluyor: Avcı toplumunu yakından inceleyecek olursanız gerçekte o orijinal bolluk toplumuydu."
Sayfa 13
Reklam
White neolitiğin tarımsal ve kırsal beceriler sayesinde bir yılda kişi başına kullanılan ve kontrol edilen enerji miktardaki büyük artışı sonucu olarak kültürün gelişmesinde büyük bir ilerleme yarattığını açıklamıştır.
Avcılar ve toplayıcıların yoksul olduklarını düşünme eğilimindeyiz çünkü hiçbir şeyleri yok; belki bu nedenle onların özgür olduklarını düşünmek daha doğru olur.
Darlık içindeyken ve çalışırken durumlarına neşe içinde katlandıklarını gördüm... Onlarla birlikteyken büyük acılar yaşayacağım diye gözüm korktu; bana şöyle dediler: "Bazen iki, üç günü yiyecek olmadığı için aç geçiririz. Cesaretli ol Chihine, ruhun acıya ve zorluğa göğüs germek için güçlü olsun; kederli olma, yoksa hasta olursun. Bak bize, yiyecek az şeyimiz olmasına rağmen gülmeyi ve eğlenmeyi elden bırakmıyoruz” (Lejeune, 1897, s. 283; bkz. Needham, 1954, s. 230).
Sayfa 42
Her şeyden önce bugün yaşadığımız dünyayı nasıl değerlendirmeliyiz? İnsanlığın üçte biri ila yarısı arasında değişen bir bölümünün her gece aç yattığı söyleniyor. Eski Taş Devri'nde bu oranın çok daha küçük olması gerekir. İçinde yaşadığımız çağ, daha önce benzeri görülmemiş bir açlık çağıdır. Çok büyük bir teknik güce eriştiğimiz bu çağda, açlık kurumsallaşmıştır. Bir başka kutsal formülü daha tersyüz edelim-. Kültürün gelişmesiyle birlikte açlık miktarı göreli ve mutlak olarak artıyor.
Sayfa 46
Reklam
Dobe bölgesi buşmanlarının doğal çevresi, doğal olarak yetişen yiyecekler açısından bir bolluk içermektedir. En önemli yiyecek açık farkla mongomongo(mangetti) fıstığıdır. Her yıl on binlerce poundluk fıstığın toplanıp yenmesine karşın, binlerce pound fıstık da kimse toplamadığı için yerde çürümektedir.
Doğulu bir toplumu Batılı bir toplumdan farklılaştıran başka bir boyut da, ihtiyaçların çok sınırlı oluşudur. Bu durum, mübadelenin sınırlı ölçüde gelişmiş olmasıyla, insanların çoğunun ihtiyaçlarını kendisinin karşılamak zorunda oluşuyla, ailelerin kendi üretebildikleriyle yetinmek mecburiyetinde olmasıyla, dolayısıyla ihtiyaçların zorunlu olarak nitelik ve nicelik anlamında mütevazi düzeyde kalmasıyla bağlantılıdır.
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.