Tasavvuf Tarihi
Hayrani AltıntaşTasavvuf Tarihi Sözleri ve Alıntıları
Tasavvuf Tarihi sözleri ve alıntılarını, Tasavvuf Tarihi kitap alıntılarını, Tasavvuf Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tefekkür, sana iyi ve kötü fiillerini gösteren bir aynadır.
Hâl vehbî, makam kesbidir. Her makamın başlangıç ve bitiş noktaları vardır. Bu ikisi arasında birçok haller vardır. Her makama ait bir ilim ve her hâle ait bir işaret vardır.
Kul, bulunduğu makamın şartını yerine getirmeden bir üst makama yükselemez, çünkü kanaati olmayanın tevekkülü, tevekkülü olmayanın rızası yoktur.
Nefs, tasavvufi hayata başladığı andan itibaren daima iyiye ve güzele giden bir yükseliş katetmektedir. Bu iyileşme ve güzelleşme katılınılan manevi hayatın sonucudur.
Dua ederken insan, üstün bir haldedir. Bir takım şeylerden sıyrılmıştır. Adeta beşeriliğinin üstüne çıkmıştır. Lisanı ruhi-manevi bir mahiyet kazanır. Yani dua kalbin Allahla konuşmasıdır.
İlahi aşk korkağı cesur, serti hoşgörülü, cimriyi cömert yapar.
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Tasavvufun gayesi insanı önce kendisi hakkında şuur sahibi yapmak, sonra onu (nefsini) bulunması gerektiği makama yükseltmektir.
Tevazu ile aynı manaya gelen huşu' Hakka boyun eğmektir. Kalbin yumuşaklık ve inceliğine bağlı olarak kişinin yüce Tanrıya alçak gönüllülük göstermesi ve itaat etmesidir. Huşunun yeri kalptir.
Kısa çizgilerle belini meye çalıştığımız nefs halleri ve sıfatları göstermektedir
ki nefs, tasavvufi hayata başladığı andan itibaren daima
iyiye ve güzele giden bir yükseli ş katetmektedir. Bu iyileşme veya güzelleşme
katılman manevi hayatın sonucudur. Estetik ve ahlaki açıdan
değerlendirilmesi gereken bu durum, sufinin lehine kaydedilen bir haldir.
Alemin meydana gelmesinde yaratıcı prensip, alemin aklı ve ilk akıl olan Hakikatül-Muhammediye'dir. Bu, en yüksek ifadesini insanı kamilde bulur. İnsanı kamil hakikatin küçük bir misalidir. İnsanı kamil aynı zamanda küçük alemdir; böyle olması itibariyle de büyük alemin sıfatlarını yansıtır. Hakikati Muhammediyenin kainatın yaratıcı prensibi olması gibi, insanı kamil de kainatın sebebidir. Alem insanı kamil için yaratılmıştır; çünkü yalnız o, Allah'ı sever, O da onu sever. İnsan Allah katında, bakan bir gözdeki bebek gibidir.
Alim, ilmi az bile olsa ilme tabi olan, bilgisini tatbik eden ve sünnete tabi olan kimsedir.
Bir kimse kendi nefsini, firavunun nefsinden daha hayırlı olduğunu zannederse, kibir ve gurur göstermiş olur.
Hamdûn Kassar
Mutasavvıflar "Kul halktan uzaklaşmadıkça Hakka yakın olamaz" demişlerdir.
Tasavufi dusunceyi teşvik eden hususlardan biride Allah'ın insana cok yakın olduğunun bir çok ayette belirtilmesidir.Insana çok yakın olan Allah insanın da kendisine yakın olmasını ister.Nitekim bir hadisi kürsüde kulum bana ancak ibadetle yaklaşır.Bana ibadet ettikçe öyle bir gelir ki,ben onun gören gözü,işiten kulağı,söyleyen dili olurum.Kastalani'nin zikrettigi bu hadis tasavvufi hayatı teşvikte büyük rol oynadigi inkar edilemez.
Sayfa 23 - Ankara Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu