Her şeyin bir fiyatı vardır. Size huzur verdim diyenler bizden ne aldıklarını da söylesinler. Onların sahte huzurlarıyla avunmadığımızı, çanak yalamaktan hoşnut olmayacağımızı ve surat asmak hakkımız dediğimizi bilsinler.
Bir Müslüman ölümü trajik son olarak kavrıyorsa bu, yalnızca kendini büyük bir günahkar kabul etmesiyle, tevbeye yer ayırmayan bir şüphe ile hayattan ayrılmasıyla açıklanabilir.
İnsanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun. Öyleyse şunu düşün: İnsanın ihtiyacı olandan fazlasını elinde tutması kendisi için taş gibidir. Bu yalnız mallar, servet, güç gibi nesnelerde geçerli değil. Merhamet, şefkat, tevazu gibi şeyler için de böyle. Bilgi için de böyle. Eğer herhangi bir şey insanların istifadesine açıksa ancak istifade edildiği kadar o "sey" olur, o seyden istifade edilmezse artık o taştır ve gerçekten onu istifadeye konu etmeksizin kullananlar taş yemiş olurlar. Sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın. Sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir. Taşları yeme, taşları yemek yasak."
İnsanların çoğunluğu sadece bir güçlükle karşılaştığı zaman düşünür. Onun düşünme olarak bildiği şey bir zorluğu atlatmanın yollarını bulmak için kafasını çalıştırmaktır Ahaliden kişiler sadece kendi başlarına bir belâ gelince düşünürler. Yalnız kendi canları yandığı zaman haykırırlar, yalnız kendileri zarara uğradıklarında harekete geçerler. Bütün insanların, bir milletin başına gelen belâyı düşünmek, insanlığın, toplumun kanayan yarasını görmek, insanlar için insanlardan önce yola çıkmak sadece bilginlerin, sanatçıların, düşünce ve aksiyon erlerinin payına düşmüştür. Filozoflar da bunlar arasındadır.
Yani aklımızı hâlâ İlâhî bilgilerin bizi düzenlemesi gerektiği inancını hesaba katmadan kullanmak istiyoruz. Omlet yemek istiyoruz, lâkin yumurtaların kırılmasına da gönlümüz razı değil.
Neyin meşrû neyin gayr-i meşrû olduğu muhkem âyetler ve Sünnet-i Seniyye ölçülerinde anlaşılır. Yoksa ne aklî midir diye gerçeğe bakabiliriz, ne de gerçek midir diye aklî olana.
Eğer rahatımız müslüman olmayanların rahatlık duyduğu yerlerde bulunuyor, müslüman olmayanların rahatsız olduğu hususlar bizim de rahatsızlığımızın kaynağı ise onların "necis" olduğunu söylemek bize düşmez artık.