Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taşlıtarladaki Ev

İlhami Bekir Tez

Taşlıtarladaki Ev Sözleri ve Alıntıları

Taşlıtarladaki Ev sözleri ve alıntılarını, Taşlıtarladaki Ev kitap alıntılarını, Taşlıtarladaki Ev en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... bize kim olduğumuza dair hiçbir şey öğretilmemiştir. Aile nedir, millet kime denir, nedir milli duygu, insanlık nasıl şeydir, bilmiyoruz bunları. Hiçbirini bilmiyoruz bunların. Tek sosyal bilgimiz Osmanlı olduğumuz ve Padişah'ın bütün Osmanlıların babası olduğudur. Bir de müphem bir din şuurumuz var. Kabuktan, taassuptan ibaret bir din şuuru. Hepsi o kadar.
Ve her şeyin taklidi oluyor da şefkatin taklidi olmuyor.
Reklam
İçimin aydınlığı yeter bana. Ve dış alemi tanımak için dışarlık ampullerin yanmasını beklemem.
Biz, büyük harbin asla şifa bulmaz musaplarıyız.
Başkalarının aydınlığında okunan hakikat bizim hakikatimiz değildir.
Ölme! Senin ışıklı apartımanlarda yaşamanı istemem amma, kara toprağa da göçmene razı değilim. Biliyorum ki, gecelerin bu müthiş ayazına rağmen, yarın yine sabah güneşi yüzüme çarpacak; ısınacağım. Güneşe çevrilmiş bir tarla toprağı gibi mesut olacağım. Bu saadet tahtalarımı biraz daha buruşturup beni ihtiyarlatacak. Fakat ben, bir yıkıcının gelip beni sökeceği güne kadar yaşıyacağım. Ayaza, yağmura, güneşe ve çatlaklarıma rağmen yaşıyacağım. Yıkıcı, çivilerimi söküp tahtalarımı parça parça edecek. Çivilerimi demir fiatına verip, tahtalarımı başka tahtalarla beraber kilosu kırk para, elli paradan satacak. Ben, tıpkı böyle, soğuk ayazlı gecelerde, nasibi yoksul ve muztarip yaşamak olan insanların saç sobalarında yanacağım. Işığım gözlerine vuracak onların. Ateşim sıcak bir anne eli gibi soğuk derilerini ısıtacak. Ve ben, işte böyle can verip kül olurken bile, ateşim ve ışığımla bahtsızlara saadet saçacağım. Başkalarını mesut ederek, başkalarının bahtiyarlığını göre göre ölmenin tadını duyarak öleceğim. Sen şimdi halbuki, kimin için öleceksin? Ve neden?
Sayfa 23
Reklam
Hakikatler vardır ki, tersleri, yüzlerinden daha çok hakikate benzer.
Benim okuduğum ve bildiğim, sebepsiz gibi görünen bütün can sıkıntılarımızın birtakım şuuraltı kaşınmaların mahsulü olduğudur. Bu habis kaşınmaların habis bitini kovamadıkça insan can sıkıntısından kurtulamaz.
De Yayınevi pdfKitabı okudu
Ve en kötüsü, başkalarının bize gösterdiği şefkatin bir lutûf eseri olduğunu biliyoruz.Bu bilgi bizi rencide ediyor. Sevilmek istemiyoruz.
De Yayınevi pdfKitabı okudu
Reklam
Mavi ışıklı göğün ne olduğunu bilmeksizin büyüyordu çocuklar. Ama, kuru peksimetin, nüfus kağıtlarıyle beraber cepte saklanan, bükülü yerlerinden sekiz parçaya bölünmüş, ter ve kirden cila tabakası tutmuş olan ekmek ve sikalarının, kurtlu baklanın, kaba kıyım tütünün ve bitin ne olduğunu çok iyi biliyorlardı.
Sayfa 43
Daru-lEytam
Burada elektrik var. Yemek var. Tatlı var, çatal kaşık, kalem, defter, kitap var. Yalnız bir şey yok burada. Burada hiç olmayan şey anne şefkatidir. Ve her şeyin taklidi oluyor da şefkatin taklidi olmuyor. Başkalarının bizden, bizim kanımızdan olmayanların şefkati doyurmuyor bizi, çünkü onlara nazlanamıyoruz, şımaramıyoruz. Başlarımız eğiktir onların yanında. Ve en kötüsü, başkalarının bize gösterdiği şefkatin bir lütuf eseri olduğunu biliyoruz. Bu bilgi bizi rencide ediyor. Sevilmek istemiyoruz. Ve ömürlerimizin sonuna kadar, artık sevilmek istemeyeceğiz. Burada hiç kimseyi hiç kimseden ayırt etmiyorlar. Halbuki annem beni en haksız zamanlarda bile haklı çıkarır, mahalle çocuklarını Ferhad Ağa'ya dövdürtürdü. Ne acıdır, küçüklüğünü hiç nazlanmadan, şımarmaksızın ve etrafındakilerle aynı haklara malik olarak geçirmek.
Sayfa 69
Bize kim olduğumuza dair hiçbir şey öğretilmemiştir. Aile nedir, millet kime denir, nedir milli duygu, insanlık nasıl şeydir, bilmiyoruz bunları. Hiçbirini bilmiyoruz bunların. Tek sosyal bilgimiz Osmanlı olduğu­muz ve Padişah'ın bütün Osmanlıların babası olduğudur. Bir de müphem bir din şuurumuz var. Kabuktan, taassup­tan ibaret bir din şuuru. Hepsi o kadar!
Sayfa 84 - DE YAYINEVİ
Ey uçurtmalar! Siz benim yarı çocukluğumsunuz.
Sayfa 25
Biterken
Evleri barklarıyle, dayıları, halaları, anneleriyle ve her şeyden üstün olan hatıraları, ümitleriyle bütün bağlarımızı aldıktan sonra, hayat bizden başka türlü nr bekleyebilirdi? Biz, büyük harbin asla şifa bulmaz musaplarıyız.
De Yayınevi pdfKitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.