Demir Özlü ' yu tanımaya devam ediyorum. Kitap aslında gezi yazısı temasinda bir anlatım seçilmiş olmasına rağmen "Roman " türünde basılmasını bir türlü anlayamamistim. Ve anlatım biçimi olarak "sen dilini" kullanması da çabası.
Ancak okurken şunu keşfettim . Sanki yazarın gözlerini bağlayıp bir Avrupa kentine bırakıyorlar , o da hemen ilk iş "harika bir gar onu , mavimtrak bir gökyüzü " diyerek başlıyor anlatmaya. Roman boyunca bu ritüel sürüp gidiyor. Ve bir anda yazarın gözlerini bağlayıp başka sehre gönderiyorlar. Ordan başka romana... Bir Yaz Mevsimi Romansı... Gibi .
Ilginç okumalar olsun