Tek Gerçek Aşklar 4/5
Selam! Taylor’dan okuduğum üçüncü kitabın yorumuyla geldim Bir beğeni sırasına koyarsam sanırım sonda yer alır.
Emma Blair, Blair Kitabevi sahiplerinin iki kızından biridir. Lisedeyken ablası Marie yüzünden izlemeye gittiği yüzme yarışmasında yüzme kaptanı olan Jesse’yi görür ve aşık olur. Ancak o dönem Jesse’nin onunla olacağını düşünmez, ta ki bir partiye kadar. O partinin sonunda kendilerine itiraf ettikleri duygularla süren bu aşk, evlilikle taçlanır. Bir gün yıldönümlerinde Jesse model çekimleri için ülkeden ayrılmak zorundadır, döndüğünde telafi edeceğini söyler. Ancak o günden sonra bir daha Jesse’den haber alınamaz.
Hayatınızın aşkı 3 senedir yoktur. İkinizin yuvası, onun eşyaları yerli yerindedir ama o yoktur. Kafayı sıyırmaya ramak kalmışken ailenizle birlikte bunu önler, yaşama geri dönmeye çalışırsınız. Lise döneminde kitapçınızda çalışan Sam’le karşılaşırsınız, uzun zaman sonra geçmişten birini görmek çok iyi gelmiştir. Sam’leyken bir yandan vicdan azabı çekersiniz, Jesse’ye ihanet gibi. Ancak gel git zaman Sam’le nişanlanırsın. Yanında nişanlın ve ailenle yemek yerken, telefonun çalar. Arayan kocandır.
Kitabın konusu çarpıcıydı, ama gerçekten Emma, Sadakatsiz dizisindeki Volkan gibi oldu bir ara. Burada harcanan net Sam oldu. Hep şöyle düşündüm, birini özlediğimizi varsayarken aslında geçmiş anılarımızı özleriz. Onunla yaptıklarımızı, o anki hislerimizi. O kişi yeniden hayatımıza girdiğinde aklımızda düşündüğümüz gibi mutlu olmayız. Çünkü o hisleri özlemişizdir, onu değil. Emma da tam böyleydi. Güzel kısa bir romandı eğer şansınız varsa okuyun derim