En Eski Tembellik Hakkı kitaplarını, en eski Tembellik Hakkı sözleri ve alıntılarını, en eski Tembellik Hakkı yazarlarını, en eski Tembellik Hakkı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
-Utan, proletarya! Halk masallarımızın ve eski hikayelerimizin sözünü ettiği, sözünün eri, dobra konuşan, içki düşkünü o dedikoducu kadınlar nerede? Taban tepip duran, hep yemek yapan, hep şarkı söyleyen, yaşam tohumları ekip neşe saçan, sağlıklı ve gürbüz çocukları hiç zahmetsiz doğuran o ehli keyif kadınlar nerede?.. Bugün kolu kanadı kırık cılız çiçekler olan, soluk renkli, kansız cansız, midesi sakat fabrika kızları ve kadınları var!.. Güçlü hazları hiç tatmadı onlar; kabuklarını nasıl kırdıklarını şöyle şen şakrak anlatamadılar bir türlü!
Kitap aslında yoğun çalışmanın getirdiklerinden daha doğrusu götürdüklerinden bahsediyor. Günümüzde çoğu kişinin sorunu bu. Sürekli çalışan, koşuşturan zamanı asla hiç bir şeye yetmeyen insanlar. Ne için çalışıyoruz? Kendimize, ailemize, dostlarımıza ne kadar vakit ayırabiliyoruz? Hayatın zevklerinden, iyi yanlarından yararlanabiliyor muyuz? Toplumdaki tüketim çılgınlığının boyutları ne? Yazar içinde yaşadığı yüzyılda gözlemlediği bu sorundan bahsediyor. Ancak kısa bir kitap olmasına rağmen benim için zor bir okuma oldu. Anlayamadığım ve tekrar okumam gerektiğine inandığım satırlar var. Bahsedilen döneme ve kişilere biraz aşina olmak gerekiyor.
"... Masal hayvanları arasında, Seçim Güldürüsüyle başlanacaktır işe.
Odun kafalı ve eşek kulaklı seçmenlerin önünde, palyaço kılıklı burjuva adaylar, politik özgürlükler dansı edecekler, sayısız vaatlerle dolu seçim programlarıyla yüzlerini ve kıçlarını silecekler ve gözlerinde yaşlarla halkın sefaletinden, bakır sesleriyle Fransa'nın zaferlerinden söz edeceklerdir; ve seçmenler de koro halinde, güçlü bir şekilde anırıp baş sallayacaklardır : ai, ai, ai!
Ardından büyük piyes başlayacak: Ulus mallarının yağmalanması."
"Bedence ve ruhça sapasağlamken, yasama zevk ve sevinçlerini birer birer elimden alan, beden ve kafa güçlerimi koparıp götüren acımasız yaşlılık, enerjimi felce uğratıp istemimi söndürmeden ve beni gerek kendime, gerek başkalarına yük olacak duruma düşürmeden, canıma kıyıyorum. Yıllardır, yetmiş yaşımı aşmamaya söz verdim kendime. Yaşamdan ayrılmanın yılı olarak bu dönemi seçtim ve kararımı uygulama yolunu tasarladım: deri altına siyanür enjekte etmek. 45 yıldan beri kendimi adadığım davanın, yakın bir gelecekte başarıya ulaşacağından emin olmanın büyük sevinciyle ölüyorum."