Teori ve Pratikte Devlet

Harold Joseph Laski

Teori ve Pratikte Devlet Gönderileri

Teori ve Pratikte Devlet kitaplarını, Teori ve Pratikte Devlet sözleri ve alıntılarını, Teori ve Pratikte Devlet yazarlarını, Teori ve Pratikte Devlet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hepimiz deneyimlerimizin mâhkumlarıyız; öyle ki deneyimlerimiz bizi, genellikle farkında olmadan, kendi kişisel içgörülerimizi kaçınılmaz gerçekler olarak tanımlamaya zorluyor. Toplumsal değişim felaketlerinin yarısı, kendimizi haksız olabileceğimize ikna edemememizden kaynaklanmaktadır.
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Devletin teorik olarak kurulum amacını , bağlı bulunduğu zaman ve mekan bağlamında açıklıyor yazar. Bu kuruluş amaçlarından en büyüğü tabi ki ekonomik sınıfların kontrolü üstüne oluşan kapitalist yapılar üzerine oluyor. Faşizm de , Demokrasi de , devrimle veyahut darbeyle kurulan yeni yönetim şekilleri aslında teori ve pratikte kapitalist olduğu için aslında büyük bir değişiklik olmuyor. Yazar, asıl değişikliğin mülkiyeti kimin elinde bulundurduğuna göre yargılıyor. Demokrasi de olsa Faşizm de olsa , kapitalist bir devlette mülkiyet hep belirli bir azınlığın elinde ve diğerleri de ona tabi olduğu için, ne özgür düşüncenin ne de gerekli hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla kısıtlandığını belirtiyor.Yazar 1950 li yıllarda ölmesine rağmen ve kitap 1930 lu yıllarda yazılmasına rağmen hâlâ günümüz sol fikre sahip insanların ve bazı liberal politikacıların , düşünürlerin üzerinde durduğu birisi. Tarihe ve devlet kavramına bir de sınıfsal açıdan bakmak isteyenler için gayet yararlı bir eser olduğunu düşünüyorum.
Teori ve Pratikte Devlet
Teori ve Pratikte DevletHarold Joseph Laski · Fol Kitap · 202012 okunma
Reklam
Özgür düşünme şansı her zaman ekonomik bağımsızlığın bir işlevi olmuştur ve ekonomik bağımsızlığı mülkiyetle ilişkilendiren bir toplum, aslında düşünce özgürlüğünü sadece mülkiyet sahibi küçük bir azınlık dışında kısıtlamaktadır. Bir işçi işini iyi yapmadığı için değil de, ekonomik veya siyasi görüşleri, işverende güvensizlik yarattığı için işten çıkarılabildiği sürece, işçi ile işveren arasındaki ilişki işçinin özgürlüğünü kısıtlayacaktır. Bu nedenle kapitalizmde fikir özgürlüğü, işçi sınıflarına, işverenlere veya entelektüellere oranla her zaman daha az gerçek gelmiştir. Bu gruplardan her biri için entelektüel özgürlüğün anlamı o kadar farklıdır ki, işleyişini yorumlama biçimleri bazen farklı dünyalardan geliyorlarmış gibi görünmektedir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Çoğu insan -en azından demokratik ülkelerde- ifade özgürlüğünün korunmasının istendiği ve uygulanmasında sınırlamalar olması gerektiği konusunda hemfikirdir. Bir kural olarak bu sınırlar, hukuk ve düzenin korunmasını tehdit eden herhangi bir ifadeyi cezalandırmak biçiminde belirlenir. Genellikle failin argümanının hizmet etmeye çalıştığı amaç için cezalandırılmadığını, argümanının çerçevesinin kamu barışını ihlal edebilme ihtimali nedeniyle veya zaten ihlal ettiği için cezalandırıldığını söyleriz. Ancak kapitalist bir toplumda, 'kamu huzuru' ile kastettiğimiz, esas olarak, kapitalizmin varsayımlarının işlemeyi sürdürdüğü yasal koşullar sistemidir. İfade özgürlüğü ile ilgili davalar incelendiğinde, faillerin büyük çoğunluğunun kapitalizmi eleştirdiği ancak yaptıklarının yargıç tarafından güvenliğe yönelik bir tehdit olarak tespit edildiği görülecektir.
Sayfa 162Kitabı okudu
...bildiğimiz anlamda devletin işlevi her zaman devletin bütün üyeleri tarafından aynı geniş anlamıyla kabul edilen mutlak iyi olarak hukuk ve düzeni korumak değildir, devletin işlevi her zaman belirli bir sınıflı toplumun amaçlarına uygun hukuk ve düzeni korumak olmuştur. Belirli bir sınıflı toplumun özelliği, hukuk ve düzenin her zaman üretim araçlarına sahip olanların çıkarlarına göre belirlenmesi olduğundan, korunan hukuk ve düzen, her kritik anda yalnızca bu çıkarlara hizmet edecektir. Öyleyse üretim araçları toplumun ortak mülkiyeti olduğunda, devlet iktidarının yalnızca bir sınıfın çıkarlarını değil tüm toplumun çıkarlarını koruyacağı sonucu çıkacaktır. Bu koşullar altında devletin bildiğimiz alışkanlıkları açık ve derin bir dönüşüme uğrayacaktır. Ortak bir iktidar organi hâlâ gerekli olacaktır. Ancak kendini sürdüreceği varsayımlar, sahip olduğu zorlayıcı gücün mülkiyet sahibi sınıfın ekonomik çıkarlarının hizmetine verilmesini içermeyecektir. Toplumda bu konuda mevcut olabilecek muhalefetin tümü, sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmış olacaktır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Tıpkı kapitalizmin altın çağında yıktığı sisteme nihai yanıt olarak siyasal demokrasiyi üretmiş olması gibi, sosyal devlet de tek kaygısı zenginlik üretmek olan olumsuz ya da polis devletine yanıt olarak sosyal demokrasi fikrini üretmiştir. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, kapitalist demokrasi olarak adlandırdığımız tuhaf sentez, Batı medeniyetinde yaşayan vatandaşların çoğu için bir ideal hâlini almıştır. Siyasi eşitliğin inşasını sağlamıştır. Fertlere, maddi durumlarını iyileştirmek için siyasi güç kullanma hakkının verilmesini sağlamıştır. Bu, geniş anlamda aldıkları ücretlerden karşılayamayacakları olanakları devletin vergilendirme gücü kullanılarak gerçekleştirilmiştir. İnsanlar kendilerinin, devletten bu olanakları bekleme hakkı olduğunu görmeye başlamışlardı; üstüne, ekonomik sistemin üretim kapasitesi arttıkça, bu olanakları sürekli olarak daha yüksek bir düzeyde edinme hakkına sahip olduklarını düşünmeye de başladılar.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.