Sünnete Sımsıkı Sarılmak İsteyenler İçin

Terk Edilmiş Sünnetler

Mahmud B. Mansur

En Eski Terk Edilmiş Sünnetler Gönderileri

En Eski Terk Edilmiş Sünnetler kitaplarını, en eski Terk Edilmiş Sünnetler sözleri ve alıntılarını, en eski Terk Edilmiş Sünnetler yazarlarını, en eski Terk Edilmiş Sünnetler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebu Hureyre (Allah ondan razı olsun)'a göre, Allah Resulü ﷺ cuma hakkında şöyle demiştir: “(Bugün) bir saat vardır ve (Allah'ın) mümin bir kulu (bu saatte) dua ederse, Allah'tan bir şey dilerse, Allah ona mutlaka onu verir. ” ardından eliyle bu zaman aralığının son derece küçük olduğunu gösteren bir işaret yaptı. •Kaynak; (Buhari, 935; Müslim, 852).
Sünnetin Kur’an’ı Açıkladığı Örnekler;
İbnul-Mübarek, İmran b. Husayn'ın; "Siz bazı hadisler rivayet ediyorsunuz ki aslını Kur'anda göremiyorum" diyen bir adama şöyle dediğini rivayet eder: "Sen ahmak bir adamsın, sen Allah'in kitabında, öğle namazının dört rekât olup kıraatin onda açıktan olmayacağı bulabiliyor musun?" Sonra imran b. Husayn adama sıra ile namaz, zekat ve benzeri hususlarda aynı tarzda sorular yönelterek sonunda,"Sen bütün bunlar Allah'ın kitabında açik bir şekilde görebiliyor musun?" diye sorduktan sonra şöyle der: "Allah'ın kitabı bütün bunlar kapalı bırakmış, sünnet ise bunları açıklığa kavuşturmuştur." Îmâm Evzai, Hassan b. Atiyyenin şöyle dediğini rivayet eder: "Hz. Peygambere vahiy geliyor, Hz. Cebrail de bir vahyi tefsir eden sünneti beraberinde getiriyordu." Rivayete göre Mekhul da şöyle demiştir: "Kur'an'ın sünnete olan ihtiyacı,sünnetin Kur'an'a olan ihtiyacından fazladır." Îmâm Ahmed de söyle demiştir: "Sünnet Kur'an'ı açıklar ve izah eder."
Reklam
Sünnetin Delil Oluşu;
Kendilerine itibar edilen bütün alimler sünnetin (dinde) delil oluşunda ittifak etmişlerdir. İster beyan sadedinde olsun isterse müstakil hüküm getirsin bu böyledir. Îmâm Sevkâni bu konuda şöyle der: "Sünnetin delil olusu ve hüküm koymada müstakil oluşu dini bir zorunluluktur. Buna ancak İslâm'dan nasibini almayan kimseler muhalefet ederler." İmam Şevkani bu hususta haklıdır. Cünkü sünnetin delil olduğuna sadece Hariciler ve Râfiziler itiraz etmişlerdir. Bunlar Kur'an'in zahirine sarılıp sünnetleri imal ederek sapıtmış ve saptırmışlardır, doğru yoldan ayrılmışlardır.
HADİS İNKARCILARI!!
Ebu Davud'un Sünen'inde Mikdad bin Madikerib'ten rivayet ettiği Hz. Peygamber’in su hadisidir: "Biliniz ki bana Kur'an ve beraberinde bir misli verilmiştir. Haberiniz olsun ki; yakin bir gelecekte (mal ve mevki ile mağdur olan) bir takım ahmak kimseler çıkıp koltuklarına yaslanarak şöyle diyecekler: "Size düşen Kur'ana sarılmaktır. Onun helal dediğini helal, haram dediğini de haram sayınız." Bilin ki; ehli merkeblerin etleri, azı dişli vahşi hayvanların etleri, kendi rızasıyla bıraktığı dışında zimminin kaybettiği mal da helal değildir. Her kime bir misafir gelirse ona düşen onu ağırlamaktaydı. Şayet ağırlamazlarsa bunun bedelini ondan alabilir. " (Ebu Davud) Buradaki "...mal ve mevkii ile mağrur ahmak kimseler..." ifadesi ile Hz. Peygamber Kur'an'da zikredilmeyen sünnete muhalefet etmekten sakındırıyor. -Ki harici ve râfiziler bu kanaate sahip olmuşlardır. - Bunlar Kur'an'ın zahirine sarılıp onun açıklamasını içeren sünnetleri terketmişler, böylece şaşkına dönüp sapıtmışlardır. "Koltuğuna yaslanarak" ifadesiyle de "Bunların lüks ve konfor içerisinde evlerine yapışıp kalan kimseler olduklarını, ilmi asıl kaynaklarından almadıkların kastediyor. {Tefsiru’l-Kurtubî}
İlim uğruna yapılan seferler;
İmam Malik'in Yahya b. Said'den rivayet ettiğine göre Said b. Museyyib; "Ben bir tek hadis için gece, gündüz demeden yolculuk yapardım." demiştir. Hatib el-Bağdadi, Ebul-Aliye'nin şöyle dediğini nakleder: "Biz sahabeden nakledilen hadisler duyardık ancak gönlümüz buna razı olmaz, onlara gider ve bizzat kendilerinden dinlerdik.” (İbni Hacer) Ebu Kilâbe; "Sadece bir hadis işitebilir miyim diye Medine'de üç gün kaldım" demistir. Îmâm Ahmed'e: "İlim taleb eden birisi alim birisinin yanında oturup tahsil mi görsin yoksa ilim yolunda sefere mi çıksın?" diye soruldu. O da "Sefere çıkarak farklı belde alimlerinden aldıklarını yazsın." diye cevap verir. İlim ve hadis uğruna uzun yolculuklara katılanlar arasında, Ebu Hanife, Malik, Safii, Ahmed ve diğerleri de vardır. Muhaddislerden ise sayılamayacak kadar çoktur. Bunların ilk öncüleri ise: Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Ibn-i Mâce ve Hâkim gibi imamlardı. Bunlardan hayatı boyunca rahat ve istikrarın tadını tatmayanlar vardır.
Uydurma hadis üzerine;
Hadis uydurmanın sebepleri; 1-İslam düşmanlığı, 2-Fırka,Mezhep,Kabile,Dil ya da Beldeyi veya Mezhep imamları savunma isteği: “Dininizi kimlerden aldığınıza dikkat edin,çünkü biz bir şey istedik mi onu hadis şeklinde koyu verdik.”(Beykuniyye) 3-İslam dinine hizmet etme arzusu, 4-Şahsî menfaat kaygısı, 5-Halife ve emirlere Yaklaşmak arzusu, 6-Milliyetçilik duygusunun etkileri, 7-Kelâm ve Fıkıh mezhepleri ve hadîs uydurmadaki yerleri Hadis uydurmasına karşı alınan tedbirler ; 1-İsnad ve sened tenkidi Muhammed b. Sirin' in şöyle bir sözü vardır: "İlk zamanlar kimse isnad sormuyordu; fakat müslümanlar arasına fitne girince o zaman isnad sorulmaya başlandı. Ehl-i sünnetten olanların hadisleri alınma; bid’atçıların hadisleri terkedilme yoluna gidildi." 2-Metin tenkidid 3-Muhaddislerim mücadelesi Muhaddislere ve mezhep İmamlarına göre uydurma hadis rivayet eden kimse, başkalarının ibret alacağı bir şekilde cezalandırılır. Rezil edilir ve azarlanır. Yüzüne bakılmaz, selam verilmez. Kendisiyle bütün ilişkiler kesilir. 4-Mevzu hadislerin teşhiri
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.