Karda mahsur kaldığım bir evde, yanımdaki kitap bittiği için bu kitabı okumaya bir nevi mecbur kalmıştım. Yoksa normalde cesaret edebileceğim bir kitap değil.
Tedbir konusu gelen olarak garip bir konu zaten. Bir kaç ay önce kafamı yerden yere vurduran bir konu. Bir problemin içinde sıkılmıştım ve anahtar kelimem tedbirdi. Tedbirin dindeki yeri, aklımdaki yeri, kalbimdeki yeri... O güne kadar tedbir meselesinin hayatımda bu kadar yeri olduğunu farkında değildim. Sonra o sıkışıp kaldığım sorunu çözdüm. Ama tedbir meselesini ne kadar çözebildim bilmiyorum.
Kitap size bugüne kadar denmeyenleri diyor. Kitabın dediklerini ne annenizden, ne öğretmeninden, ne camideki hocadan işitmemişsinizdir. Ezberleri yıkan, tamamen yeni bir bakış açısı. En azından benim hayatım için öyleydi.
Çok farklı bir kitap. Çok farklı. Mesesle sadece dedikleri değil, hissettirdikleri de çok farklı. Kitabın sonuna yaklaşırken, kalbimde acayip şeyler hissediyordum. Daha doğrusu sadece “hissediyordum”. Sizi bilmem ama bana böyle şeyler olmaz genelde. Kalbimde garip şeyler olmaz. Baskı mı desem, nasıl tarif etsem bilemiyorum. Ama normal şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ve evet, bu kitapta bunu çok yaşadım. Sadece bu bile, onu unutulmaz bir kitap yapması için yeterli.
Tercüme kitaplar okumakta genelde zorlanan biri olarak bu gayet iyiydi. Tercüme hissiyatı vermiyordu. Mütercimin ellerine sağlık.
Kitapta bahsedilen o ilginç bakış açısı hakkında daha fazla düşünmek, sormak, araştırmak istiyorum. Sonrasında belki döner ve biraz bahsederim.