Tevhid ve Değişim

Celaleddin Vatandaş

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Günümüz demokratik toplumlarda da hakimiyetin/egemenliğin halka ait olduğu israrlı şekilde vurgulanarak halk ilâhlaştırılır. Ancak aslında bu, gerçekte kendi ilâhlıklarını gizlemek isteyen ileri gelenler'in (tağutların, yöneticilerin, zenginlerin, hatta sanatçıların) oluşturdukları yapay bir sığınaktır. Sahte biçimde ilahlaştırdıkları halkın adına kendileri hüküm koyarak, işlerini yürütürler. Buna da halkın kendi kendini (temsilcileriyle) yönetmesi diyerek halkı aldatmaya ve tağutluklarını devam ettirmeye muvaffak olurlar.
Bir gün kıskanç fakihler inkâr ve inatları sebebiyle Mevlâna'dan "Şarap helal mıdır veya haram mı?" diye sordular. Onların maksadı Şemseddin'in (Şems-i Tebrizinin C.V'nin notu) şerefine dokunmaktı. Mevlâna kinaye yolu ile "İçse ne çıkar, çünkü bir tulum şarabı denize dökseler, deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. Bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. Fakat küçücük bir havuzu, şüphesiz bir damla şarap pisletir. Böylece tuzlu denize düşen her şey tuz hükmüne girer.Açık cevap şudur ki, eğer Mevlâna Şemseddin şarap içiyorsa, her şey ona mübah olur. Çünkü o deniz gibidir. Eğer bunu senin gibi bir kahpenin kardeşi yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır." buyurdu."(Eflakî 2/94)
Reklam
Çok erken zamanda başladı
Kur'an yanlış anlaşılmaya başlandığı gün değişim başlamıştı.
Sayfa 242Kitabı okudu
"Aman yarabbi! İnsanlara ne oluyor da Kur'ân âyetlerinden, vahiyden yüz çevirip, Kur'ân'ın bilgi hazinelerinden ilim almaktan vazgeçiyorlar? Basiretlerini aydınlatmayı, canlandırmayı niçin terkediyorlar? Fikirce, bir kısım görüşlerden çıkarılan sözlerle (düşüncelerle) yetiniyorlar; bu görüşlerden dolayı aralarındaki bağları koparıyorlar, birbirlerini aldatmak için yaldızlı fikirler atıyorlar. Böylece de Kur'ân'dan uzak kalıyorlar." İbn Kayyım el-Cevziyye(Rh)
"Dış dünyada Allah'ın varlığını kabul edişimiz yeterli değildir. Acaba bizim evrenimizde de Allah var mı? Tekrar kendimize soralim; hangi evrende yaşıyoruz? Allah'ın bizi görmekte olduğu ve Allah'ın görkemli ve eşsiz huzurunu algıladığımız bir evrende mi? Yoksa sadece bilimsel ve felsefi açıdan Tanrı'nın varlığını kabul edip de bu kabulden hiç mi hiç etkilenmediğimiz bir evrende mi? Böyle ise, Tanrı'nın hayatımızda bir etkisi ve görevi bulunmadığı kanaa- tinde isek, yaşayışımız bunu gösteriyor ise, nasıl olur da "Tevhidi" dünya görüşüne sahip olduğumuzu söyleyebiliriz?" Abdülkerim sürûş
"Ey Muhammed Ümmeti! Rabb'ınızdan size inzal edilen bu kitaba ittiba ediniz ve bunsuz birtakım evliyaya ittiba etmeyiniz. Yani gerek ins ve gerek cinden herhangi bir dostun, bir zâhirin, bir veliyyu'l emr'in bizzat kendilerine tabi olmayınız. Onlara uyup uymamak için evvel emirde Rabb'ınızdan indirilmiş olan bu kitaba ittiba-i miyar ittihaz edininiz. Kitaba mugayir(aykırı) olan, Rabb'ınızın emr'ü nehyine muhalif bulunan hususatta gizli, aşikâr kimseye uymayın, izinden gitmeyin" Muhammed Hamdi Yazır (Hak Dini, 3/2122)
Reklam
Allah'ın razı olduğu tek din olan İslâm, bireysel ve toplumsal bütün alanları kapsayan bir hukuk sistemidir.Bu hukukun kaynağı ise sadece Allah'dır. Allah'ın hukuku (hükmü) dışındaki ise Allah'tan olmadığı için meşru değildir. Dolayısıyla o meşru olmayan hukukları uygulayan yöneticiler de meşru değildir. Diğer bir ifadeyle "Din ve şeriat koymak, çıkışı ve uygulanışı ile nehiyde bulunmak ulûhiyyetin sıfatlarından"olup bu sıfat ise sadece Allah'a ait olduğu için (Lâ ilâhe illallah) sadece Allah'ın sosyal, siyasî, ekenomik vs. sistemi meşru, onun dışındakiler ise zulmün tezahürleri olan cahiliye sistemleridir. Bütün cahili sistemler ise yok olmaya mahkûmdur.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.