The Feeling Good Handbook

David Burns

The Feeling Good Handbook Gönderileri

The Feeling Good Handbook kitaplarını, The Feeling Good Handbook sözleri ve alıntılarını, The Feeling Good Handbook yazarlarını, The Feeling Good Handbook yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aslında, birçoğu anlaşamadıkları insanlarla sevgi dolu ve daha tatminkâr ilişkiler geliştirmek için bir şey yapmak konusuyla hiç ilgilenmiyorlardı. İçtenlikle daha sevgi dolu ve tatminkâr ilişkiler istediklerini iddia ediyorlardı ancak aslında, "Eşimin zavallının teki olduğunu onaylamanı istiyorum" diyorlardı. Bu deneyimler, depresyon ya da anksiyete şikayeti olan kişileri tedavi ederken yaşadığım deneyimlerden çok farklıydı. Onlar aynı zamanda zihinlerinden sürekli geçen, "Ben iyi değilim. Çok zavallıyım. Benim neyim var? Asla iyi olamayacağım" gibi olumsuz düşüncelere boğuluyorlardı. Onlara kendileriyle ilgili eleştirel düşünceleri nasıl zorlayacaklarını ve tartışacaklarını gösterdiğimde, depresyon ve anksiyete ile ilgili duygular yok oldu ve eski heyecanlarına kavuştular. Ama diğer insanlara kızgın olan ve onlarla anlaşabilme konusunda sorunlar yaşayan bireylere yardım etmeye çalıştığımda, bu işin tamamen bambaşka bir kargaşa olduğunu gördüm. Anlaşamadıkları kişilerle ilgili düşünce biçimlerini ve iletişim tarzlarını değiştirmek konusunda istekli değillerdi. Daha çok birbirlerinin kafalarına vurmakla ilgileniyorlardı. İlk başta bu bir şok oldu ve kafam karıştı. Çok geçmeden, eksiklik kuramı denilen yaklaşımları sorgulamaya başladım ve bu çatışmaların nedenleriyle ilgili fikrim, hiç beklenmeyen bir yöne doğru değişti.
Sayfa 22
Birçok terapist, ilişki sorunlarının güven eksikliği ya da kırılganlık korkusundan kaynaklandığına İnanır. Diyelim ki, bir arkadaşınızın ya da ailenizden birinin size söylediği bir şeye sinirlendiniz. Yüzeyde kızgınsınız, fakat kızgınlığınızın altında kendinizi incinmiş ve eleştirilmiş hissediyorsunuz. Karşınızdaki insanın incinmiş olduğunuzu
Sayfa 17
Reklam
Bazı uzmanlar ilişki sorunlarını ortaya çıkartan en önemli sorunun özsaygı eksikliği olduğunu iddia ediyorlar. Bir başka deyişle eğer kendinizi sevmez ve saygı duymazsanız, başka birini sevmeniz çok zor olacaktır, çünkü sadece kendinize verebileceğiniz bir şeyi diğer kişiden bekliyor durumunda olacaksınız. Bu kuram, okullarda oldukça popülerdir. Eğer çocuklarda büyürlerken özsaygı geliştirebilmelerini sağlarsak, diğer insanlarla sıcak, güvenli ilişkiler kurabilecekler ve büyüdükleri zaman şiddete, suça ve çete üyeliklerine eğilimli olmayacaklardır
Sayfa 16
Bizi aslında diğer insanların yaptıkları şeyler, eleştirel olmak ya da kaba bir şekilde trafikte önümüze geçmek, üzmüyor. Aslında, bu olaylar hakkındaki düşüncelerimiz yüzünden üzülüyoruz. Bilişsel kuram ile ilgili en ilginç şeylerden biri, öfke ve kişilerarası çatışmaların zihinsel bir hilenin sonucu olduğu fikridir. Başka bir deyişle, biriyle tartıştığınız zaman, kendinize aslında tam olarak doğru olmayan şeyler söylersiniz. Ancak, kendinizi kandırdığınızı fark etmezsiniz, çünkü bozulmuş düşünceler kendini doğrulayan kehanetler gibi davranırlar, böylelikle tamamen doğruymuş gibi görünürler. Örneğin, eğer kendinize keyfiniz kaçıran kişinin tamamen bir pislik olduğunu söylüyorsanız, ona bir pislik gibi davranırsınız. Sonuç olarak o da sinirlenerek tam bir pislik gibi davranır. Sonra siz de kendinize onun bir pislik olduğu konusunda tamamen haklı olduğunuzu söylersiniz. Bilişsel terapi, düşünce şeklimizi değiştirdiğimiz zaman duygu ve davranışlarımızın da değişeceği fikrinin üzerine temellenir. Başka bir deyişle, eğer diğer insanlarla ilgili olarak daha olumlu ve daha gerçekçi bir şekilde düşünmeyi öğrenebilirsek, çatışmaları çözmek ve daha tatminkâr kişisel ve profesyonel ilişkiler kurmak çok daha kolay olacaktır.
Sayfa 15
Davranışçı terapistler İyi geçinmek hakkında sorunlarımızın iletişim ve sonu çözme yeteneklerimizin eksikliğinden kaynaklandığına inanıyor. Yani birisi bizi eleştirdiğinde dinlemek yerine kendimizi korumaya alıyoruz. Duygularımızı açık bir şekilde paylaşmak yerine karşımızdaki insanı bastırıp surat asabiliyoruz ya da onları kendi yolumuza çekmek için dırdır edip baskı yapabiliyoruz. Sistemli müzakere yolları ya da sorun çözme becerileri kullanmıyoruz ve gerilim yükseliyor. Benzer bir teori, ilişkide fikir ayrılığını, kadın ve erkeğin doğal olarak farklı olması olarak nitelendiriyor. Bu teori Deborah Tan nen'ın, çok satan kitabı "Hiç Anlamıyorsun: Kadın ve Erkek Diyaloglan ve John Gray'in çok satan kitabı Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ter adlı kitaplarında popülerleşmiştir. Bu yazarlar kadın ve erkeğin iyi geçinememesinin nedenini, dili çok farklı kullanıyor olmaları olarak öne sürüyor. Bu fikir, kadınların dili kendi duygularını ifade etmek, erkeklerin ise sorunları çözmek için kullandığıdır. Yani bir kadın, eşi ne üzgün olduğunu söylediğinde kocası beyninin çalışma prensibinden kaynaklı otomatik olarak onu rahatsız eden sorunu çözmeye çalışır. Fakat kadın sadece onu dinlemesini ve nasıl hissettiğini anlamasını ister. Kocası ona "yardım etmeye çalıştığı zaman daha fazla Üzülür. Sonunda her iki taraf da kendilerini yorgun ve yanlış anlaşılmış hisseder. Bu davranış örüntüsünü kendinizde ve iyi anlaşamadığınız biri ile gözlemlemiş olabilirsiniz, örneğin eşiniz.
Sayfa 14
Bazı insanlarla yakın ilişkiler geliştirmeye çalışmak, onlarla ilişkide olmayı sevmek büyük bir hatadır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.