Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

The Genius Hakkında

The Genius konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

This story has its beginnings in the town of Alexandria, Illinois, between 1884 and 1889, at the time when the place had a population of somewhere near ten thousand. There was about it just enough of the air of a city to relieve it of the sense of rural life. It had one street-car line, a theatre,—or rather, an opera house, so-called (why no one might say, for no opera was ever performed there)—two railroads, with their stations, and a business district, composed of four brisk sides to a public square. In the square were the county court-house and four newspapers. These two morning and two evening papers made the population fairly aware of the fact that life was full of issues, local and national, and that there were many interesting and varied things to do. On the edge of town, several lakes and a pretty stream—perhaps Alexandria's most pleasant feature—gave it an atmosphere not unakin to that of a moderate-priced summer resort. Architecturally the town was not new. It was mostly built of wood, as all American towns were at this time, but laid out prettily in some sections, with houses that sat back in great yards, far from the streets, with flower beds, brick walks, and green trees as concomitants of a comfortable home life. Alexandria was a city of young Americans. Its spirit was young. Life was all before almost everybody. It was really good to be alive.
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 41 dk.Sayfa Sayısı: 236Basım Tarihi: Ağustos 2013İlk Yayın Tarihi: 1915Yayınevi: CreateSpace Independent Publishing Platform
ISBN: 9781492292142Dil: EnglishFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 74.8
Erkek% 25.2
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Theodore Dreiser
Theodore DreiserYazar · 11 kitap
Yoksul bir Alman göçmeninin oğluydu. Yerel devlet okullarında okudu ve yardımsever bir kadının sağladığı parayla Indiana Üniversitesi’ne bir yıl gidebildi. 1890′lı yıllar boyu Chicago ile New York’ta gazeteci olarak çalıştı. İlk romanı Kızkardeşim Carrie (Sister Carrie) 1900, müstehcenlik (edebe aykırılık) gerekçesiyle denetimce yasaklanıp toplattırıldı. Toplumda kadının ekonomi ve cinsel özgürlüğünü işleyen ikinci romanı Jennie Gerhardt (1911), para tutkusunun iğrençliğini yansıtan Financier (Banker) 1912 ile The Titan (Dev) 1914, bir üstün adamın çöküşünü dillendiren The Genius (Dahi) 1915, hem eleştirmenlerin hem denetimin gazabına uğramaktan kurtulamadılar. Bir katilin ruhunu inceleyen An American Tragedy (Bir Amerika Trajedisi) 1925 ile hem denetim-eleştirmen engelini aştı, hem bol para kazandı. 1927′de SSCB’yi gidip gördü, dönünce Komünist Partisi’ne girip Chains (Zincirler) 1927 romanını yayımladı. Gerçekçi ve olağanüstü canlı üslubunu A Traveler at Forty (Kırk Yaşında Bir Gezgin) 1913, A Hoosier Holiday (Indiana’da Bir Tatil) 1916, Twelve Men (On İki Adam) 1919, A Book About Myself (Kendimle İlgili Bir Kitap) 1922, Dreiser Looks at Russia (Dreiser’in Gözüyle Rusya) 1928, America is Worth Saving (Amerika Kurtarılmaya Değer) 1941, gibi gezi kitaplarında ve özyaşam öykülerinde de bulmak olasıdır. Bir Amerika Trajedisi, yazarın sağlığında basılan son romanıdır. Roman kahramanı Clyde Griffiths, gezici vaiz olan ana babasının yoksul çevresinden ayrılıp başarılı ve varlıklı bir insan olma amacıyla çeşitli işlere girip çıkar. Zengin amcasının fabrikasında çalışırken gebe bıraktığı işçi kız Roberta Alden ile sevişirse de yüksek sosyeteden Sandra Finekley ile tanışınca bu eski ilişkiden kurtulma yolları arar. Planlayıp gerçekleştirmeyi düşündüğü bir kaza sonucunda Roberta boğulunca kendini suçsuz sayarsa da bilerek, isteyerek ölüme neden olmaktan ötürü idamla cezalandırılır. Zenginliğin yaşam başarısına ve mutluluğa yeteceğini sanan yanlış düşün kurbanı olan Clyde, yaşadığı toplumun genel yargılarının gerçek bir temsilcisidir, romanın etkisi buradan gelişir. Dilimize filminin Türkçe adıyla İnsanlık Suçu diye çevrilen eser (1970) ilk kez sinemaya aktarıldı; George Stevens’in yönettiği, Montgomery Cliff ile Elizabeth Taylor’un oynadıkları (1951) ikinci film, TRT’de de gösterildi (1982)