En Eski Thibault'lar - 2 kitaplarını, en eski Thibault'lar - 2 sözleri ve alıntılarını, en eski Thibault'lar - 2 yazarlarını, en eski Thibault'lar - 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün bir gün en özgürce,en büyük bir içtenlikle konuşabiliriz, ama birbirimizi bir dakika bile anlamadan,bir saniyecik olsun birbirimize yakınlaşmadan!...
Thibault'lar - 2 birinci kitapta çok baskın bir karakter olarak tanıdığımız, kitapta yaşanan olaylara çoğunlukla yön veren baba Oscar Thibault hastalığının son evresinde ve ölüm döşeğindedir. "Baba'nın Ölümü" gerçekten ölümü tekrar tekrar düşündüren incelikte kaleme alınmış. Sayfalarca süren can çekişme ve bu evrede hastanın iki oğlunun çabaları,yorgunlukları çok derinden hissediliyor.
Ardından gelen "1914 Yazı" nda iki kardeşin birbirinden tamamen farklı yaşantılarını okuyoruz. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen eşiğinde olan Avrupa'nın genel durumu,savaş öncesi planlar, Jacques'in içinde bulunduğu sosyalist mücadele, abisi ile olan görüş farklılıkları ve bence en etkileyici olan yönü savaş karşıtı tutumu, ikinci kitapta okuyacağımız şeylerden bazıları.
Bir aile hikayesi olarak başlayan Thibault'lar'ın siyasi bir metne evrilmesi hiç göze batmıyor. Yazar karakterler üzerinden siyasal ve toplumsal analizler ve eleştiriler yaparak hem savaş karşıtı bir tavır takınıyor hem de her kesimin zihnini bizlere açıyor.
Birinci Dünya Savaşı öncesini ruh halini çok iyi hissettiren bir kitap. 1. Cilde göre okuması biraz daha zordu. Dikkat ve odaklanma istiyor. YKY puntoları sayesinde daha da zorlaşan okuma serüvenini bitirmiş olmanın keyfini sürebilirim.
Thibault'lar - 2Roger Martin du Gard · Yapı Kredi Yayınları · 201748 okunma
Sana gerçekten anlaşılmaz bir şey gibi mi geliyor bir adamın, günün birinde, her şeyle bağlarını koparmayı istemesi? Kendisinden başka suç ortağı olmadan başını alıp gitmesi? Anlamıyor musun sen bunu? Sonsuza dek gem vurulmaya, yaralanmaya katlanamamasını? Hayatta bir kerecik kendi benliğine sahip olma cesaretini göstermiş olmasını! . . O vakte kadar en hor görülen, en anlaşılmayan yanını keşfetmek üzere, benliğinin derinlerine dalıp, 'İşte, asıl benliğim !' diyebilme cesaretini! Bütün öteki insanlara, 'Sizden vazgeçiyorum! .. ' diyebilme cesaretini. . . Yani, sahiden anlayamıyor musun sen bunları?"
"Milliyetçilerin yurtseverliği kendi tekellerine almalarından ve savaş düşkünlüklerini hep yurtseverce duygular arkasına gizlemelerinden daha sinirlendirici bir şey var mı?"