Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ufuk ile Hafiye

Tilki Günlüğü 1

Salih Mirzabeyoğlu

En Beğenilen Tilki Günlüğü 1 Gönderileri

En Beğenilen Tilki Günlüğü 1 kitaplarını, en beğenilen Tilki Günlüğü 1 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Tilki Günlüğü 1 yazarlarını, en beğenilen Tilki Günlüğü 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“İç yüzleri gösterecek bir ayna keşfedilirse, acaba kaç müşteri bulunabilir ?”
İBDA
Gençliğe mesajım şu; "İnsanın en büyük sermayesi zaman, onu kullanırken açık gözlü ol!..” Yani üstadımın şu mısrasındaki murad üzereyim: "Mezarda geçer akçe neyse, onu biriktir!"
Reklam
Şehadete Hazır Olunmalı
Eğer yeni bir (pörsümez yeni) zuhurunun hamlesine girişilecekse, evvelemirde şehidliğe mutlak hazır olunmalı; şeksiz-şüphesiz imânla. Kavga görevini başkalarına vermek, canını kurtarmak için kendini ulemadan sayma gayretinde bulunmakla fitneyi önlemek ve İslâma yol açmak asla mümkün değildir.
- " (…) "Kişi, kendini bildiğince Rabbini bildi" ölçüsü, "ben kimim?" ıstırabımın hakikatini gösterir… "Tilki Günlüğü"nün de!..
Sayfa 321 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
BAHTIMA ÇIKAN KELÂM...
Benim için her insan, insanlık lûgatında bulunan bir kelâmdır… Ve benim gözüme ve hayatıma giren her insan, gerek ismi çerçevesindeki mânâ ve gerekse karakteri yönünden, insanlık lûgatında bahtıma çıkan kelâmdır!..
Sayfa 75 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
- " (…) "Ben kimim?" ve "ölüm nedir?" sorusunun bitişikliği üzerinde, nevî şahsıma mahsus bir nefs murakabesi… Hayat ve ölüm… Alındığı yere nisbetle, meçhul bir malûm veya malûm bir meçhul… Bütün dava, hayatın gayesi, malûmu meçhullükten kurtarmak ve meçhulü malûm kılmak!.."
Sayfa 18 - 19 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mezarda Geçer Akçe...
- " (…) Gençliğe mesajım şu: "İnsanın en büyük sermayesi zaman, onu kullanırken açık gözlü ol!..” Yani üstadımın şu mısrasındaki murad üzereyim: "Mezarda geçer akçe neyse, onu biriktir!.."
İBDA YayınlarıKitabı okudu
İç yüzleri gösterecek bir ayna keşfedilirse, acaba kaç müşteri bulunabilir ?
MİSİLSİZ BİR İŞE MEMUR EDİLDİM...
Allah, kuluna ihsanı murad etti mi, sebepli veya sebepsiz verir… Bu ayrı mesele… Ben, muradımı mücerretlerin tecelli zemini olan vesileler plânının kâinat çapındaki zengin teferruatı içinde bulmak gibi misilsiz bir işe memur edildim!..
Sayfa 76 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
- " (…) Baba soyum, «Allah’ın çekilmiş kılıcı» diye anılan, büyük sahabi Halid bin Velid Hazretlerine dayanır… Mûsâ deyince… Efsanevî bir yiğitlik şahsiyeti olan, dedem İzzet Bey’in babası ve Mirza Bey’in oğlu Mûsâ Bey… "Bey", şimdilerde parası olana, kravat takana ve burjuva takımının nezaketle hitabedilmek istenenine deniyor ya, bunlarınki öyle değil… Onlar, mirler!.. Mûsâ Bey, Mustafa Kemâl’in Üstadım’ın bahsettiği hatıratında ve Nutuk’ta bahsi geçen, pek sevmediği biridir… Nutuk’ta, bir nevi gıyabında ukdesini konuşturur. Hiç kimsenin kanun himâyesinde olamayacağı zamanda, gerçek tarih konuşur ve Mûsâ Bey gibi, oğlu İzzet Bey’in efsanevî şahsiyeti de görünür!.. Mûsâ Bey, Abdülhamid Han Hazretlerinin takdir ve güvenine mazhar olmuş bir zât…"
Sayfa 506 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
«Kişi, kendini bildiğince Rabbini bildi» ölçüsü, «ben kimim?» ıstırabımın hakikatini gösterir...
Tekel...
- " (…) Tekel… Tek el… Hayatım boyunca dış yüzde büründüğüm şekillerin, yol gösteren tabelalar gibi iç yüze mahsus mânâları tedaî ettirmesinden ve bir şeye mahsus kılınmış olarak kukla gibi oynatıldığım hissinden sarhoşum!.. Sene 1974… Bir adam düşünün: Bürünebileceği, ihtisas sahlarından birinde ilim adamı, sanat adamı, kendi kendinden
Sayfa 127 - 128 İBDA YayınlarıKitabı okudu
HANİFE HANIM...
- " (…) Bizim aile, babaannem, babam ve halam, Muş’tan Konya’ya mecburi iskânla sürgün geliyorlar… Şanlı Hamidiye Paşa’nın kızı ve namlı İzzet Bey’in hanımı Hanife Hanım, yani babaannem, biri bir diğeri üç yaşındaki iki çocuğu ve sürgüne yollanan diğer yakınları ile Konya’da… Basiretli ve hâkim tarafıyla, çevresindeki kadın ve çocukların, onun tedbirine bakan bir yanı var!.."
Sayfa 383 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Samimiyet ve Hasbilik...
- " (…) Dost… Her şeyden önce samimilik ve hasbilik… Bu yoksa, hiçbir şeyin kıymeti yok… Bana en içten bağlılık gösteren ve 1971-1972 senelerinde Kandilli semtinde otururken başlayan ve vefat ettiği 1985 Mart’ına kadar misyon adamı olduğuma imân eden rahmetli Yusuf Özgülen… Vefatından üç ay önce, ben askerlik işimi halletmek üzere Eskişehir’e gelmeden "son defa görmek üzere" ona gitmiştim; kan kanserine yakalanmıştı ve birkaç gün sonra Ankara’ya gidecekti… Yüreğimi delik deşik eden sözü: – «İşini mutlaka halletmeye bak!.. Sen sinirli adamsın, mutlaka birini vurursun, sonra da seni temizlerler!.. Biz ölsek de… Senin yapacak işin var, sen lâzımsın!»
Sayfa 85 - 86 İBDA YayınlarıKitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.