Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ufuk ile Hafiye

Tilki Günlüğü 1

Salih Mirzabeyoğlu

En Beğenilen Tilki Günlüğü 1 Gönderileri

En Beğenilen Tilki Günlüğü 1 kitaplarını, en beğenilen Tilki Günlüğü 1 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Tilki Günlüğü 1 yazarlarını, en beğenilen Tilki Günlüğü 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
HANİFE HANIM...
- " (…) Bizim aile, babaannem, babam ve halam, Muş’tan Konya’ya mecburi iskânla sürgün geliyorlar… Şanlı Hamidiye Paşa’nın kızı ve namlı İzzet Bey’in hanımı Hanife Hanım, yani babaannem, biri bir diğeri üç yaşındaki iki çocuğu ve sürgüne yollanan diğer yakınları ile Konya’da… Basiretli ve hâkim tarafıyla, çevresindeki kadın ve çocukların, onun tedbirine bakan bir yanı var!.."
Sayfa 383 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Tekel...
- " (…) Tekel… Tek el… Hayatım boyunca dış yüzde büründüğüm şekillerin, yol gösteren tabelalar gibi iç yüze mahsus mânâları tedaî ettirmesinden ve bir şeye mahsus kılınmış olarak kukla gibi oynatıldığım hissinden sarhoşum!.. Sene 1974… Bir adam düşünün: Bürünebileceği, ihtisas sahlarından birinde ilim adamı, sanat adamı, kendi kendinden
Sayfa 127 - 128 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
«Kişi, kendini bildiğince Rabbini bildi» ölçüsü, «ben kimim?» ıstırabımın hakikatini gösterir...
BEN HER ZAMAN FARKLIYDIM...
- "Hayatıma giren ve hatıralarımda yer tutan dostlarımın, müsbet yönlerinden bahsedeceğim; iyilik, doğruluk ve güzelliği bir çanak farzederseniz, onların müsbet yönlerini, bu çanakta bir birikim olarak ve kuşanılması gereken diye takdim edeceğim!.. İhsan Toköz… Milli Nizam Partisi zamanında tanıştığımız, Kars’lı ataları Kafkasya’dan gelme, birlikte sayısız maceralarımız olan bir yiğit… Yüreği kavî, bileği kuvvetli… Gölge dergisini çıkarmadan önce, Eskişehir’de fikri pratikte yaşayarak ders çıkarma döneminde, birlikte yaşadığımız ve tadı hep damağımda kalan, cesaret ve güven dolu arkadaşlık… Milli Nizam Partisi’nin Ankara’daki kongresinde Üstadım’ın konuşmasından hemen sonra ayrılması ve İhsan’la beraber iki fedâî, Üstadım’la sohbet ederek onu oteline götürmemiz, bugün bile beni heyecanlandıran tatlı hatıra… Elini öptüğüm Üstadım, yanaklarımdan öpüyor ve eli elimde, babama çok çok selâmlarını iletmemi istedikten sonra: - Seni İstanbul’da mutlaka bekliyorum… Beni Göreceksin! Onun karşısındaki odunların ve odunlukları içinde de olsa yontulmuş bir tarafları olsun diye uğraştığım bazı tiplerin çat kapı pişkinliklerini düşünüyorum da… Ben her zaman farklıydım!..
Sayfa 76 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
- " (…) Ölümsüzlük arzusu, bütün ihtiyaçların menşeinde bulunur ve insanın rahatsızlığı bu arzunun eseridir; varolmak arzusu, varolmak şevki, varolmak aşkı... Bu aşkın gayesi ise, şuurun tamlığa, bütünlüğe, eksiksizliğe ve kesiksizliğe ermektir... "İnsanı realitesi bir ıstıraptır!.. Çünkü o, varamadığı bir tamlıkla taciz edilmektedir..."
Sayfa 205 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Samimiyet ve Hasbilik...
- " (…) Dost… Her şeyden önce samimilik ve hasbilik… Bu yoksa, hiçbir şeyin kıymeti yok… Bana en içten bağlılık gösteren ve 1971-1972 senelerinde Kandilli semtinde otururken başlayan ve vefat ettiği 1985 Mart’ına kadar misyon adamı olduğuma imân eden rahmetli Yusuf Özgülen… Vefatından üç ay önce, ben askerlik işimi halletmek üzere Eskişehir’e gelmeden "son defa görmek üzere" ona gitmiştim; kan kanserine yakalanmıştı ve birkaç gün sonra Ankara’ya gidecekti… Yüreğimi delik deşik eden sözü: – «İşini mutlaka halletmeye bak!.. Sen sinirli adamsın, mutlaka birini vurursun, sonra da seni temizlerler!.. Biz ölsek de… Senin yapacak işin var, sen lâzımsın!»
Sayfa 85 - 86 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Tilki Günlüğü" 1 (Ufuk ile Hafiye)
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “anlaşılması en güç kitabı” olarak adlandırılan, hakkında en çok konuşulan fakat hakkında çok az yazılan eseridir. Bu eseri yaklaşık on yılda kaleme almıştır. Eser, Üstad’ın Salih Mirzabeyoğlu’na verdiği “takdim yazısı” ile başlar: “Dünya Çapında Bir Hadise: Kaptan Kusto Müslüman”… Ufuk: Necip Fazıl’dır. Hafiye: Salih Mirzabeyoğlu’dur. Eser 17 Ağustos’ta başlayıp 16 Ağustos’ta son bulur. Bir yıllık bir döngüde her günün bir başlığı var. O başlık altında Levha, Düşvari, Tablo, Yevmiye, Varidat, Tevafuk ve Tefeül gibi, her birinin eserin bütünlüğü içinde bir mânâsı olan bölümler yer alıyor. Tilki Günlüğü “Kusto Lugatı”, “Rüya Tabirnamesi”, “Kâinatın Topoğrafyası” şeklinde de tarif ediliyor. “Kitap bir aynadır” sözünün mücessem hali gibi bir eser. Kitap aynı zamanda, ruhî roman kategorisinde değerlendirilmesi gereken bir eserdir. 6 ciltten oluşan eserin bütün ciltleri için yukarıdaki inceleme geçerlidir... Keyifli okumalar dileğiyle
Tilki Günlüğü 1
Tilki Günlüğü 1Salih Mirzabeyoğlu · İbda Yayınları · 199115 okunma
BÜYÜK ZUHUR...
- " (…) VE YALNIZ BEN… GÖZLERİM, SÖKMEYE YAKIN ŞAFAK AYDINLIĞINI SEYRE HAZIR, O OLAĞANÜSTÜLÜĞÜ BEKLİYORUM… OLAĞANÜSTÜLÜK?.. ÖMRÜMÜN BÜTÜN GİRİNTİ VE ÇIKINTILARINI KENDİSİNE MAHSUS BİLDİĞİM BÜYÜK ZUHUR… MUAZZAM BİR İSLÂMİ ZUHUR… BAŞIMA NE GELDİYSE, BU YÜZDEN!..
Sayfa 98 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
- " (…) 17 yaşına kadar sayısız kere ava gittim… Ördek avı, bıldırcın avı… Ve balık avı… Ve tavşan avı!.. Özellikle geceleri kır yollarında arabanın ışığını görünce çöken tavşan avları sırasında, yollarda gördüğüm "aaa!… Tilki"ler… Bunların hiçbirinin kazınmış bir hatırası yok!.. 14 yaşındayım… Bir yaz günü, babamın alaydan mesai arkadaşları ve aileleriyle iki otobüs tutarak gittiğimiz, kır gezisi… Eskişehir’e 40-45 kilometre mesafedeki, çam ormanlarına, Hasırca’ya… Annem, babam, kardeşlerim ve rahmetli Teyzem… Unutulmaz bir gezi… Ve gece kadınların orada kalmak istememeleri yüzünden, otobüsler bir günlük tutulmuştu… Kadınlar oranın tadını aldıktan sonra, o geceyi orada geçirmek ve ertesi akşamüstü dönmek için kocalarına nasıl ısrar ediyorlardı… Ama otobüslerin yarın başka bir anlaşması olduğu için, bu mümkün olamamıştı… Derede serpmeyle 60-70 kişiyi doyuran ve bir o kadar insanı da doyuracak olan balık avı… Kol kadar balıkları, armut toplar gibi eliyle derenin oyuklarından çıkaranlar… O küçük dere nasıl da balık kaynıyordu!.. Tilki… Dolunayın altında biten bir zevkin hüznüyle eşyalar toplanırken, binlerce ateşböceğinin görüntüsü ayaklarımı büsbütün geri geri götürüyordu… Ve bir yavru tilki!… Bizim oradan ayrılmamızı bile bekleyemeyen bir yavru tilki, her kovalayışımızın ardından, başka bir eşya kümesinin yanında görünüyor!.. Onu yakalayıp evde beslemek fikri bana nasıl cazip görünüyordu ama, ne yakalamak mümkündü, ne de annemin onu kabul etmesi, ne de evcilleşmesi!.. Onu hafızam resim hâlinde yakaladı ve aslı ölmüş olsa da, faslı yaşıyor!.. "
Sayfa 429 - 430 İBDA YayınlarıKitabı okudu
63 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.