bir de bakıyorum kafamın içi şu tuvalin üstü gibi. bir iskelet; soluk, çizile bozula kirlenmiş bir taslak, bir de birkaç renk lekesi, evet sonra buraya geliyorum, aynı şeyi görüyorum. çelişkiyi de karşıtlığı da burada yeniden buluyorum.
“İyi eserlerin ancak korkunç bir hayatın baskısı altında ortaya çıktığını, hayatını yaşayan insanın çalışamayacağını, üstelik tam anlamıyla yaratıcı olabilmek için ölmüş olmak gerektiğini bilmiyorlardı.”