Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı

Eric Hoffer

Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı Sözleri ve Alıntıları

Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı sözleri ve alıntılarını, Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı kitap alıntılarını, Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir dinin yüce bir noktaya yönelmiş olması, kuvvetli bir suçluluk duygusu meydana getirir. İman ikrarının yüceliği ile hayatın kusurluluğu arasında kaçınılmaz bir tezat vardır. Tahmin edileceği gibi, suçluluk hissi nefreti geliştirir. Böylece, îman ne kadar yüce olursa, onun beslediği nefret de o kadar şiddetli olur.
katılmıyorum sanrm(?)
Sanayileşmiş Batı dünyasında aile bağları, başlıca İktisadî faktörler sonucunda zayıflamıştır. Kadının İktisadî bağımsızlığı boşanmayı arttırmıştır. Gençlerin İktisadî bağımsızlığı, aile reisi otoritesini zayıflatmış ve aile topluluğunun daha önce dağılmasına yardım etmiştir. Büyük sanayi merkezlerinin köy ve küçük kasabalarda yaşayan halka iş sağlaması sonucunda aile bağları geriimiş ve kopmuştur. Aile bağlarını zayıflatan bu faktörler, çağımızdaki kollektif ruhun gelişmesine yardımcı olmuşlardır.
sayfa 40-41, bozak matbaa
Reklam
Kitle hareketlerine göre kendine yeterli insan, âciz, sefil ve suçlu bir yaratıktır. Bu yara­tığın yegâne kurtuluş yolu kendi nefsini reddetmesinde ve kutsal bir topluluğun bağrında kendine yeni bir hayat bulmasmdadır. Bu kutsal topluluk bir kilise, bir ulus, bir siyasî parti v.s. olabilir. Böylece, bu nefsini reddediş, ihtirası akkor halinde devam ettirir.
Körü körüne inanç diye bildiğimiz şey, pek çok sayıda inançsızlıklar ile ayakta tutulur. Brezilyada yaşayan müfrit Japonlar, Japonyanın yenildiğini kabul etmemekte senelerce direnmişlerdir.Müfrit Komünist Rusya aleyhindeki herhangi bir havadise veya delile inanmamakta ısrar eder, ve Sovyet topraklarındaki zalimane sefaleti kendi gözleriyle görse dahi yine de gözleri açılmaz.
Fanatik kişi için!!!
Bir şeye kendini ihtirasla adamadan yaşamak onun için sürünmek ve terkediimek demektir. O, bir amaca bütün kalbiyle sarılmanın vereceği büyük teminatın özlemi içindedir. Önemli olan amacın niteliği değil fakat nefsini topyekun adamak ve bir teşkilâta iştirak etmektir.
Kendi şahsî tecrübe ve müşahadelerinden neticler çıkarmakta hür olan bir kimse genellikle şehitlik mertebesine ulaşma fikrini sempatik bulmaz. Çünkü, ölümü göze almak, akıllıca bir hareket değildir ve derin bir inceleme sonunda varılacak bir sonuç olmasına imkân yoktur. Bütün aktif kitle hareketleri bu sebeple, taraftarları ile dünya gerçekleri arasına gerçekleri örten bir perde koymaya uğraşırlar. Bunu, mutlak ve son gerçeğin kendi doktrinleri içinde bulunduğunu ve bunun dışında başka bir gerçek ve kesinlik bulunmadığını telkin etmek suretiyle yaparlar.
Reklam
Bir kitle hareketi,aktif safhasının ortaya çıkardığı hayat tar­zını nesiller boyunca devam ettirirse (Orta Çağlardaki militan Hıristiyanlık gibi) veya birbiri ardından iktidar tahtına çıkan mu­taassıp önderler vasıtasıyla kutsal amaca olan sadakati devamlı bir şekilde kuvvetlendirirse (İslamiyetteki hilâfet gibi),elde edilen sonuç tembellik ve karanlık bir çağdır.
Kitle hareketlerinin doğuşu ve yayılışı için en elverişli ortam, evvelce kapalı bir topluluk mekanizması bulunup sonradan herhangi bir sebeple bu mekanizmanın çökmeye başladığı bir ortamdır. Hıristiyanlığın doğduğu ve yayıldığı çağ «çok sayıda insanların yerlerinden ve yurtlarından edildiği bir çağdır. Kapalı şehir devletleri bu çağda geniş bir imparatorluğun içine alınmış­lar... ve eski sosyal ve siyasî gruplar zayıflatılmış veya ortadan kaldırılmıştı.» Hıristiyanlık, « birbirinden veya atalarının orta­mından zorla ayırılmış bir kısım köleler, bir kısım kölelikten serbest bırakılanlar ve bir kısım ticaret erbabından müşetekkil binlerce insanın» yaşadığı büyük şehirlerde en başarılı ilerlemelerini sağlamıştır. Cemaat düzeninin çok az bozulmuş olduğu şehir dışı bölgelerde bu yeni din, daha az elverişli bir ortam bulmuştur. Dinsiz köylüler ve eşyaya tapanlar, atalarının mezheplerine daha uzun bir süre bağlı kalmışlardır. Buna benzer bir durum ondokuzuncu asrın ikinci yarısındaki milliyetçi ve sosyalist hareketlerin doğuşunda da görülmektedir; şöyle ki: «ulaşım imkânlarının ve şehirleşmenin olağanüstü artması, pek çok sayıda insanın ecdat toprağından ve mahallî bağlardan kopmasına yardım etmiştir. İktisadî emniyetsizlik ve psikolojik sıkıntı içine düşen bu insanlar, sosyalistlerin veya milliyetçilerin, veya her ikisinin, demogojik propogandalarına kolayca inanır duruma gelmişlerdir.»
Kendi hayatlarını bozulmuş ve ziyan olmuş görenler, hürriyetten çok eşitlik ve kardeşlik ararlar. Onların özlediği eşitliği getirecek olan hiç bir zaman hürriyet değildir. Eşitlik arzusu, bir bakıma kişiliğini gizleme (anonimite) arzusudur, yani, do­kumayı meydana getiren ipliklerden birinin diğerinden ayırt edilmemesi gibi. Bu suretle kimse bizi diğerleriyle mukayese edip kusurlarımızı ortaya çıkaramaz.
Kitle hareketleri bir tanrı'ya inanmaksızm doğabilir ve genişleyebilir fakat ortada nefretleri üzerine çekecek bir düşman olmaksızın asla genişleyemezler.
Sayfa 80 - bozak matbaa
125 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.