Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı

Eric Hoffer

En Beğenilen Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı Gönderileri

En Beğenilen Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı kitaplarını, en beğenilen Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı yazarlarını, en beğenilen Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek İnanç Adamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayal kırıklığına uğramış kimselerin başlıca sıkıntıları, kusurlu ve yetersiz benlikleri bulunduğuna inanmış olmalarıdır; ve başlıca istekleri, istenmiyen benliklerinden sıyrılarak yeni bir hayata başlamaktır. Bu isteklerini, ya yeni bir kimlik elde etmekle ya da şahsî özelliklerini kamufle etmekle gerçekleştirmeye çalışırlar.
Fanatik kişi için!!!
Bir şeye kendini ihtirasla adamadan yaşamak onun için sürünmek ve terkediimek demektir. O, bir amaca bütün kalbiyle sarılmanın vereceği büyük teminatın özlemi içindedir. Önemli olan amacın niteliği değil fakat nefsini topyekun adamak ve bir teşkilâta iştirak etmektir.
Reklam
Bir kitle hareketinin en kuvvetli çekiciliği fertlerde ümit yaratmasıdır. Bu çekicilik, özellikle, ilerleme fikri ile dolu olan bir toplumda daha etkendir. İlerleme fikrine sahip kimseler için yarına ait bir ümit beslenemediği takdirde hayal kırıklığının etkisi daha şiddetlidir. Hitler devrinden önceki Almanya için Hermann Rauschning diyor ki, «Harbi kaybettikten sonra karşılaştığımız en büyük dertlerden biri kişilerin herşeyin sonuna gelindiği inancı olmuştur.» Modern bir toplumda insanlar ancak ardı arkası kesilmez telâşlı bir hayatın meydana getirdiği şaşkınlık içinde yaşadıkları müddetçe ümitsiz yaşamaya tahammül ede­bilirler. İşsizliğin meydana getirdiği karamsarlık yalnız yoksulluk korkusundan değil fakat hayallerde geleceğe ait boşluktan da ileri gelmektedir. İşsiz kalan kişilerin, kendilerine maddî yardım yapandan çok kendilerine ümit aşılayanları takip edecekleri daha kuvvetli bir ihtimaldir.
Bir kitle hareketi lideri - Musa'dan Hitler'e kadar - bütün ilhamını yüzlerini havaya kaldırmış olan halk kitlelerinden alır ve bu kitlelerin homurtusu onun kulağına Tanrı'nın sesi gibi gelir. O, dayanılmaz bir kuvvetin artık eline geçmiş olduğu görüşündedir - ve öyle bir kuvvet ki onu yalnız kendisi idare edebilir. Ve bu kuvvetle o, imparatorlukları, or­duları ve mevcut bütün ihtişamı yıkabilecektir. Bu kuvvetle o yeni bir dünya meydana getirebilecektir.
Mevcut davranışları hemâhenk ve seferber hale getirerek bir kitle hareketinin kollektif iç güdüsü durumuna sokmak ancak sarsılmaz iradeli, cesur ve uzak görüşlü bir liderin işidir. Bu lider, hayal kırıklığına uğramış kişilerin kalplerindeki kırgınlığı dile getirir ve onun haklılığını savunur. Geçici olan «şimdi»nin gerektirdiği fedakârlıkları haklı göstermek için son derece parlak bir istikbalin hayalini alevlendirir. Küçüklük ve manâsız bir dav­ranış olan ferdiyetçilikten kurtulma duygusunu, yani, birlikte hareket etme heyecanını yaratır.
Bir dinin yüce bir noktaya yönelmiş olması, kuvvetli bir suçluluk duygusu meydana getirir. İman ikrarının yüceliği ile hayatın kusurluluğu arasında kaçınılmaz bir tezat vardır. Tahmin edileceği gibi, suçluluk hissi nefreti geliştirir. Böylece, îman ne kadar yüce olursa, onun beslediği nefret de o kadar şiddetli olur.
Reklam
Kendi şahsî tecrübe ve müşahadelerinden neticler çıkarmakta hür olan bir kimse genellikle şehitlik mertebesine ulaşma fikrini sempatik bulmaz. Çünkü, ölümü göze almak, akıllıca bir hareket değildir ve derin bir inceleme sonunda varılacak bir sonuç olmasına imkân yoktur. Bütün aktif kitle hareketleri bu sebeple, taraftarları ile dünya gerçekleri arasına gerçekleri örten bir perde koymaya uğraşırlar. Bunu, mutlak ve son gerçeğin kendi doktrinleri içinde bulunduğunu ve bunun dışında başka bir gerçek ve kesinlik bulunmadığını telkin etmek suretiyle yaparlar.
Bir kitle hareketinin öncülüğünü kelâm erbabı, gerçek­ leştirilmesini müfritler, ve toparlanmasını da aksiyon adamları yaparlar. Bu rollerin birbirinin ardından gelen başka başka kimseler tarafından oynanması genellikle bir kitle hareketinin dayanık­lılığı için faydalıdır, ve belki de gerekli bir ön şarttır. Aynı şahıs veya şahıslar (veya aynı tip şahıs) bir kitle hareketini başından itibaren olgunluk devresine kadar yönetirse, o kitle hareketi başarısızlık felâketi ile sonuçlanabilir.
Bir kitle hareketi,aktif safhasının ortaya çıkardığı hayat tar­zını nesiller boyunca devam ettirirse (Orta Çağlardaki militan Hıristiyanlık gibi) veya birbiri ardından iktidar tahtına çıkan mu­taassıp önderler vasıtasıyla kutsal amaca olan sadakati devamlı bir şekilde kuvvetlendirirse (İslamiyetteki hilâfet gibi),elde edilen sonuç tembellik ve karanlık bir çağdır.
Benzerlikler!!!
Gerek kitle hareketleri gerekse ordular kollektif topluluklardır; her ikisi de ferdin şahsî ayrılık ve özelliklerini ortadan kaldırırlar; her ikisi de nefsinden fedakârlık ve kayıtsız şartsız itaat isterler;her ikisi de cesareti ve birlikte hareketi sağlamak için, uydur-inan metodunu geniş ölçüde kullanırlar; ve her ikisi de müs­takil hayata tahammülü olmayan hayal kırıklığına uğramışlar için bir sığınak vazifesi görürler. Yabancı lejyonlar gibi askerî topluluklar, kitle hareketlerine katılmaya hevesli tipteki kimselerin çoğuna cazip gelir. Ayrıca şu husus da doğrudur ki, paralı asker toplayan görevli, Komünist tahrikçisi ve din tahrikçisi misyoner, çoğu zaman taraftarlarını ararken aynı mezbelede karşılaşırlar.
126 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.