Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Totem ve Tabu

Sigmund Freud

Totem ve Tabu Gönderileri

Totem ve Tabu kitaplarını, Totem ve Tabu sözleri ve alıntılarını, Totem ve Tabu yazarlarını, Totem ve Tabu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insanın bir yasağı çiğnemesi bir başkasını aynı eylemde bulunmaya teşvik ediyorsa, tabunun bir kişiden bir nesneye oradan da bir başka nesneye geçmesi gibi, yasağa karşı itaatsizliğin de bulaşıp yayıldığını kabul etmek lazım.
%72 (150/208)
·
Puan vermedi
Freud'luktan Şeyh Ferit'liğe...
Düşünce Tarihini bir bütün olarak iki gruba ayırır isek birinci grubu "idealizm" olarak tanımlar şüphesiz ikinci grubu da "realizm" olarak tanımlarız. Bugün felsefe tarihinde iki ayrı grup olarak mütalaa edilen bu gruplar, meselenin umumi perspektifinde insanın var olana (mevcud) iki farklı bakış açısını temsil eder. İdealizm
Totem ve Tabu
Totem ve TabuSigmund Freud · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
Reklam
Toplum birlikte işlenen cürmün suç ortaklığına, din bunun yarattığı suçluluk bilincine ve pişmanlığa, ahlak ise kısmen bu toplumun zaruretlerine, kısmen de suçluluk bilincinin gerektirdiği kefaretlere dayanmaktadır artık.
Sayfa 156 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
... bugün tanrı olarak tapılırken, yarın bir suçlu gibi katledilebilir.
Yetişkinler olarak çocukları artık anlayamadığımız için onların ruhsal yaşamlarının zenginliğini ve duyarlılığını hafife aldığımız gibi, animist evrede kalmış bu halkların psikolojisini de hafife alıyor olabiliriz.
İnsanda derinden kök salmış bir içgüdünün neden bir yasayla pekiştirilmesi gerektiğini anlamak kolay değil. İnsana yemesini, içmesini emreden ya da elini ateşe sokmasını yasaklayan bir yasa yok. İnsanlar yerler, içerler ve ellerini ateşten uzak tutarlar, içgüdüsel olarak yaparlar bunu, bu dürtülerin ihlali sonucu maruz kalacakları kanuni bir cezadan değil, doğanın cezasından korktukları için. Kanunlar insanlara sadece, dürtülerinin tazyikiyle yapabilecekleri şeyleri yasaklar. Bizzat doğanın yasaklayıp cezalandırdığı şeylerin yasayla yasaklanıp cezalandırılmasına gerek yoktur zaten. Dolayısıyla, bir yasayla yasaklanan suçların, pek çok insanın doğal eğilimlerinden ötürü işlemek isteyeceği suçlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle eğilimler olmasaydı, böyle suçlar da olmazdı ve böyle suçlar işlenmeseydi, niçin yasaklanacaklardı ki?
Sayfa 131 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Animist sistemin hüküm sürdüğü yerde her kuralın, her faaliyetin bizim bugün "batıl inanç" dediğimiz sistematik bir temele oturtulması kaçınılmazdır. "Korku" gibi, "rüya" gibi, "demon" gibi "batıl inanç" da psikanalitik araştırmalar karşısında eriyip giden iğreti psikolojik kavramlardan biridir.
Sayfa 102 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Nevrotiğin kaçtığı gerçek dünyada insanların toplumu ve birlikte oluşturdukları kurumlar hüküm sürer; gerçekliğe sırt dönmek aynı zamanda da toplumdan kopmaktır
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Nevrozlar, bir yandan sanat, din ve felsefe alanında verilmiş büyük eserlerle dikkat çekecek ölçüde derin benzerlikler gösterir, bir yandan da bunların deformasyonu gibidir.Nitekim, histerinin bir sanat eserinin, obsesyon nevrozunun bir dinin, paranoyak hezeyanın da bir felsefi sistemin çarpıtılmış hali olduğunu söylemeye cüret edilebilir.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
animizm
Dar anlamda ruh tasavvurları, geniş anlamda bizatihi ruhsal varlıklara ilişkin öğretiye animizm denir. Bir de, animatizm denen, bize cansız görünen doğanın canlı olduğu öğretisi vardır ve animalizm ile manizm de bu kapsama girer.
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...Mı acaba?
İlkellerdeki düşüncenin kadiri mutlaklığında narsizmin kanıtını görebiliyorsak, insanın dünya görüşünün gelişim evrelerini bireyin libidinal gelişiminin evreleriyle kıyaslamayı da göze alabiliriz. Bu durumda, animist evre hem zamansal sıralama hem de içerik bakımından narsizme, dinsel evre ise, karakteristik özelliği çocuğun ana babasına bağlanması olan nesne seçimi aşamasına tekabül eder; bilimsel evrenin tam karşılığı da bireyin olgunluk dönemi, yani haz ilkesinden vazgeçerek gerçekliğe uyum sağladığı ve nesnesini dış dünyada aradığı evre olacaktır.
Animist evrede insan kadiri mutlak olduğuna inanır; dinsel evrede bu gücü tanrılara devretmiş, ama bundan hepten de vazgeçmemiştir, zira tanrıları çeşitli yollarla etkileyerek kendi arzuları doğrultusunda yönlendirme gücünü kendinde saklı tutar. Bilimsel dünya görüşünde ise insanın kadiri mutlaklığına yer yoktur artık, insan kendi küçüklüğünü idrak etmiş, tüm diğer doğal zorunluluklar gibi ölüme de tevekkülle boyun eğmiştir. Ama gerçekliğin kanunlarını hesaba katan insan zihninin gücüne duyulan güvende, o ilkel kadiri mutlaklık inancının bir parçası halen yaşıyor.
ruhun yaşayanları kıskanıp sevdiklerine özlem duyduğuna inanıldığından, yakınlarına kavuşmak için onları hasta edip öldürmeye çalışması anlaşılır bir durumdur...
yasaklar bazı durumlarda anlamlıdır, sakınma ve feragat amaçlıdır, bazı durumlarda ise tamamen anlaşılmazdır,
"Tarihöncesinde ve ilkel halklarda yaygın olan sünnetin anlam ve önemini erkekliğe geçiş töreninde aramak gerekir; sünnet bu tören içerisinde anlamını bulur. Ancak sonraki dönemlerde daha erken yaşlara çekilmiştir. İlkellerde sünnetin saç kesme ve diş çekmeyle birleştirilmesi ya da sünnetin yerine bunların geçirilmesi veya tüm bunlardan kuşkusuz bihaber olan çocuklarımızın saç kesme ve diş çekme işlemlerine ådeta kastrasyonun dengiymiş gibi korkuyla tepki vermeleri çok ilginçtir.."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.