Çocukluğum büyük bir imparatorluğun yoksul başkentinde geçti. İmparatorluk çöktükten sonra kent, son derece güzel, aynı zamanda kendi varoluşuna inanç beslemeyen bir taşra cumhuriyetine bağlanmıştı. 1918 sonrası Avusturyalıların çoğunluğu bir kaç istisna haricinde Almanya’ya katılma yanlısıydı ve onları bundan alıkoyan yegâne gerekçe Orta Avrupa’da barış anlaşması dayatan güçlerdi.