Anılar, onları kalkırdığın raflarından bir bir kalkar ve seninle her yere gelirlerdi. Seninle oturur, seninle uyur, seninle yemek yer, kahvene, sessizliğine eşlik ederlerdi. Konuşmazlar, ama sessizce, sinsice otururlardı karşına. En önemli şeyleri bile unutabilen akıl, anılardaki en önemsiz, küçük detayları bile unutmazdı. O günkü cümleleri, bakışları, hatta kokuyu, havayı alır, getirirdi burnunun dibine.