Şubat 2024

Türk Dili - Sayı 866 (Şubat 2024)

Türk Dili Dergisi

En Yeni Türk Dili - Sayı 866 (Şubat 2024) Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türk Dili - Sayı 866 (Şubat 2024) sözleri ve alıntılarını, en yeni Türk Dili - Sayı 866 (Şubat 2024) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanrılar bize ilk mısrayı karşılıksız olarak lütfederler ancak mısraların birbiriyle uyumlu olması ve mucizevi yollarla gelen ilkine layık olması gereken ikincisini şekillendirmek bize kalmıştır. Bunu bir armağan olan mısra ile karşılaştırılabilir hâle getirmek için deneyimin ve aklın tüm kaynaklarını, tüm imkânlarını kullanmak icap eder.
Parıldayan her şey altın değildir; ilhamın mahsulü, eğer varsa, saf metalin içinden çıkarılması gereken saf olmayan bir kütledir. Valéry de Bremond’nun söylediğine, yani ilhamın bütün bir şiiri besleyemeyeceğine inanıyordu6 ve tipik bir mücevher formunda şu cümleyi söylerken kastettiği de buydu: “Deha olmadan yetenek önemsizdir.” “Yeteneksiz deha ise hiçbir şeydir.”
Reklam
Bir şairin -söylediklerim sizi şaşırtmasın- şiirsel durumu hissetmek gibi bir vazifesi yoktur: Bu hususi bir meseledir. Şairin işi şiirsel durumu başkalarında yaratmaktır. Bir şairi –ya da herkes kendi şairini-okuyucuyu “etkilenmiş”bir insana dönüştürdüğü basit gerçeğiyle tanıyabilirsiniz.
“Poésie püre” (Saf Şiir) başlıklı yazısında belirttiği gibi, bir şiir okuyucusunun deneyimlediği durum bir bakıma bazı rüyaların yarattığı duruma benzer. Ancak arada şöyle bir fark vardır: Rüya hâli bir şekilde gelip geçerken, diğeri onu istediğimiz zaman üretebileceğimiz başarılı bir çabanın nesnesi olmuştur.
Turgut Uyar'ın "Biten Bir Yaz'a" Şiirini Beşleme (Tahmis)
yorumsuz düşlerim bir uçtan bir uca idi dilim reyhan kurusu sesim acı yonca idi yoldaşım ateşleri suvaran karınca idi benim kararlılığım bir sonuca idi sular içirdim olmadı ben anamı isterim kimi uslanmaz isteklerle güttü kenti kimi vehimler üstünde yürüttü kenti kimi tutku değirmeninde öğüttü kenti herkes bir kıyısından tuttu çekti büyüttü
İhmalkârlığımız, nemelazımcılığımız, tembelliğimiz yüzünden yarınlar âdeta bitmemiş işler mezarlığına dönmüş durumda, bugün ise elimizdedir ve ona tasarruf hakkına sahibiz. Şimdiyi, yani bugünü ihmal edenler zaten yarınları da kaybetmiştir. Zira bugünün yapılmamış işleri kendisine atıla atıla yarınlar, yarım bırakılmış, belki de hiç başlanmamış dağlar kadar işlerle gözümüzü yıldıracak ve o da başka bir günün mezarlığına yolculanacaktır.
Reklam
35 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.