Başlagıçtan 1993'e

Türk Eğitim Tarihi

Yahya Akyüz

Türk Eğitim Tarihi Gönderileri

Türk Eğitim Tarihi kitaplarını, Türk Eğitim Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk Eğitim Tarihi yazarlarını, Türk Eğitim Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halkın çoğu eğitimin önemini anlamamakta, ailelerinde nasıl gördülerse öyle davranmaktalar. Bizde bazı babalar, çocuklarının doğum, sünnet ve evlenmelerinde çok masraf yaptıkları halde, sıra eğitime gelince, bunun parasız ya da çok az bir para ile yapılmasını istemek gibi bir çelişkiye düşerler.
Sayfa 260 - Pegem Akademi, Münir Paşa'nın (1830-1910) Mecmua-i Fünun'da 1862'de yayınladığı yazısındanKitabı okudu
"Öğrenci yalın ayak, baldırı çıplak, üstü başı pis bir halde ve ufak bir minder üzerinde bağdaş kurmuş, aralık vermeden sallanmaktadır. 5-6 yaşındaki çocukların bile başlarında tulumbacı yemenisi, bellerinde koca bir kuşak sarılıdır. Okulun içi gayet pistir. Hocaların sözünü anlamak imkânı yoktur. Falakaya yatırılmış bir çocuğun çığlıkları, değnek sesi bu gürültüyü biraz değiştirir." "Anneler 4 yaşındaki bir çocuğun okumayı öğrenemeyeceğini ve okulda sekiz saat kapalı kalmasının vücuduna zararlı olduğunu bilmediklerinden, sadece evlerinde rahat oturmak veya komşuya gezmeye yalnız gidebilmek için çocuklarını baştan savmak amacıyla okula gönderirler (...) Böyle bir okula gitmekten fikir ve sağlık yönünden doğabilecek zarara eski düşünceli halk akıl erdirmekten âcizdir. Çünkü okula evladını insanlık değerlerini öğrenmek maksadiyle değil, sadece 'çocuğum okula gidiyor, dini görevlerini öğreniyor' diyebilmek için yolluyor." "Okulları bu durumda bırakmak veya bu gibi okullara vatan evlâdını göndermek insanlığa karşı bir suçtur. 4-5 yaşında zekâ örneği olarak okula gelen sağlam bir çocuk, zihne anlayışsızlık getiren, kavraması güç derslerle ahmaklaşmış, rütubet ve kokudan benzi solmuş, sallanmaktan beyni sulanmış, hocanın edebe aykırı davranışlarıyla ahlâkı bozulmuş, acınacak bir durumda okuldan çıkıyor. Vatan okullara, medreselere ne gönderiyor, bunlar vatana neleri geri veriyor..."
Sayfa 229 - Pegem Akademi, Bursa Maarif Müdürü Ahmet Rıza Bey 'in 1889 Tarihli İlköğretim raporundanKitabı okudu
Reklam
Sanma ey hoca ki senden zer ü sim isterler, Yevme lâ yenfeu'da kalb-i selim isterler. Kur'an'a atıf yapılarak (Şuarâ, 88-89) yazılan bu beyiti şöyle Türkçeleştirmeye çalışalım: "Ey hoca, sanma ki senden altın ve gümüş istenecektir, Kıyamet günü kurtuluş, Tanrı'ya ancak doğru bir kalble gitmekledir."
Sayfa 211 - Pegem Akademi, Bağdatlı RuhiKitabı okudu
Mustafa Kemal bir gece yanıma gelerek Vatan Kasidesinin teksir edilmiş bir nüshasını 'bunu ezberleyelim' diye bana verdi ve yavaş sesle, fakat büyük bir heyecanla şu mısraları okudu: Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin, Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten
Sayfa 200 - Pegem Akademi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Harp okulundan arkadaşı Ali Fuat Cebesoy'un anılarındanKitabı okudu
Namık Kemal'in Eğitim Hakkında Görüşleri
Eğitimin güneşi dünyayı aydınlatırken, biz ne zamana kadar böyle gevşekliğin ağır uykusunda kalacağız? Bizim, eğitimi geliştirmekteki ihmalimizin sebepleri neler olabilir? Bazı mutaassıpların "eğitim dini zayıflatır" şeklinde inanışına mı önem veriliyor? Ama "beşikten mezara kadar ilim isteyin" diyen İslâmiyette bu inanış geçersiz değil midir? "Eğitim devletin düzenini bozar" şeklindeki görüşe mi önem veriliyor? Bu da yanlıştır, çünkü eğitim herkese görev ve haklarını bildirdiği için hürriyeti tamamlar, düzeni asla bozmaz. Acaba, "toplumumuzun genel fakirliğinden" mi eğitim geri kalıyor? Ama, eğitimin ilerlemesini zenginliğin artmasından beklemek doğru olamaz, çünkü zenginliğin kaynağı da yine eğitimdir. Acaba, "daha önemli bir başka ihtiyacımız" var da onu mu eğitime tercih etmek zorundayız? Böyle bir ihtiyaç, olsa olsa, askerî işlerde olabilir; ama onlarıda eğitimin önüne koyamayız. Çünkü, eğitim için değil de, ordu için para harcamak, insana kendi beynini yedirip kuvvet kazandırmaya çalışmaya benzer. Şu halde bizim, hiç bir mazeretimiz yoktur! Oysa, bütün insanlık istekle, hızla ilerliyor! Tembellik döşeğinde gaflet uykusundaki toplumların vay haline! Bunun sonu pişmanlık ve yok olmadır! Böyle bir son'dan bir toplumu kurtaracak şey ise yalnızca çalışma ve eğitimdir!
Sayfa 199 - Pegem AkademiKitabı okudu
Kethüdazade Mehmet Arif Efendi (1771-1849)
...Mekanik için şunları söyler: İki bin yıl önce bu bilimin kitapları yazılmış, uzun süre böyle kalmıştır. Daha sonra Avrupalılar bu kitaplarla meşgul olmuş ve bu bilimi ileri götürmüşlerdir. Fabrikalar, vapurlar, makinalar... Mekanik ile yapılır. Avrupalılar bu bilimi okurlar ve deneyler yaparlar. Osmalılar ise okusalar bile deneye gitmezler, bunun için masraf yapmak istemezler. "Bizde makam ve mevki sahipleri para almaya alışıktır, (uygun yerlere) vermeye alışık değildir." Bu konu üzerinde önce Padişah ve ileri gelen yöneticiler durmalı, teşvik etmelidir. Alt düzeydekiler onlara bakar. Avrupa böyle ilerlemiştir.
Sayfa 150 - Pegem AkademiKitabı okudu
Reklam
199 öğeden 251 ile 199 arasındakiler gösteriliyor.