Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türk-Hun Tarihi

Saadettin Y. Gömeç

En Eski Türk-Hun Tarihi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türk-Hun Tarihi sözleri ve alıntılarını, en eski Türk-Hun Tarihi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Önsözden..
“Kişileri layık olmadıkları yere getiren devlet batar”. ATSIZ Türk tarihinin en eski yazılı vesikaları Kök Türk Kitabeleridir... Önce evrenin ve dünyanın, arkasından insanoğlunun yaratılması, sonra bütün cihanın hâkimi olarak Türk atalarımızın Tanrı tarafından dünyayı yönetsin diye atanmalarını anlatır...
Reklam
Türklerin anavatanı diye gösterilen bölgeler içinde Altay dağları, Tanrı dağları-Kuzeybatı Asya sahası (bugünkü Kazakistan'ın doğusu), Altaylar-Kırgız bozkırları bölgesi, Kingan silsilesi, Shan-si, Ordos ve Kansu toprakları dahil olmak üzere Çin'in umumen kuzey tarafları ve Baykal gölünün güneybatısı sayılmaktadır.
Büyük çaplı yurt değiştirmelerin olması için olağanüstü şartların doğması gerekir. Bu yüzden Türk göçlerini incelediğimizde, genellikle açlık ve kuraklık gibi tabiî felaketlerin yanısıra, kendi aralarında ve komşu kavimlerle olan savaşlar, onları vatanlarından ayrılmaya zorlamıştır.
Türklerin Çinliler, Moğollar ve diğer bazı halklarla yapmış oldukları mücadelelerin bir kısmı kötü sonuçlanınca, onlar da zaman zaman toplu göçlere baş vuruyorlardı. Ama bu göçler sanıldığı gibi gelişi güzel değil, umumiyetle batı istikametinde ve belirli güzergahlardan oluyordu.
Araba da Türklerin sayesinde günlük hayatta kullanıma geçmiştir. Buna karşılık, Türk destanlarında da görüleceği üzere arabayı icat eden Türkler de, bundan bir savaş aracı şeklinde faydalanmaya pek rastlanmıyor.
Reklam
Zenginliğin ve ihtişamın yol açtığı gevşekliği de unutmamak gerekir. Tarihin her devresinde böyle olmuştur. Yoktan var edilen devletler biraz kuvvetlenip refaha ulaşınca, halk nereden geldiğini unutur, zevk ve sefa alemine dalarak bir uykuya yatar. Uyandığında ise artık her şey çok geçtir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Külüg Kagan Türkistan'daki beylerin ihanetinin öcünü almak amacıyla, ordunun sağ ve sol komutanlarının emrinde, Çin'e iyice yaklaşan Wu-sun ve diğer toplulukların arazisine M.Ö. 66 yılında bir harekât başlattı... M.Ö. 64 senesinde, kuzeyden Tölöslerin hücumuna uğradı. Bu durum uzun yıllar sürdü. Binlerce insan öldü. Hayvanlar telef oldu. Kardeş kardeşe hainlik yaptı. Hun hakanı Tölöslerin peşine bir birlik yolladıysa da, kimseyi yakalayamadı. Esasında onların bu darbesi, Türk-Hun Devletinin parçalanma dönemine girişinde önemli bir rol oynadı.
Maalesef Türk topraklarında artık herşey kötü gidiyordu. Türk hakanı hastalanmış, başına gelen felaketlerden önce direnci kırılmıştı. Bugün itibariyle hastalığı ne idi, bilmiyoruz ama, Külüg Kagan kan kusuyordu. Adamları da o bu durumdayken, Çin'deki yerleşim yerlerine böyle bir zamanda saldırının doğru olmayacağı kanaat getirerek, geri çekildiler. Zaten o da fazla yaşamadı ve M.Ö 60 tarihinde vefat etti.
Sembolik de olsa bundan sonra Çin'e vergi ödeyeceklerdi. Binlerce yılın kazanımları bu şekilde birdenbire kaybolmak üzereydi. Arkasından Hakan (Kun Kan) yolladığı elçi vasıtasıyla, Çin sarayını ziyaret etmek istediğini bildirdi (M.Ö. 51). Bu arzusu müspet karşılandı ve onun onuruna Çin başkentinde büyük bir tören yapıldı.
Reklam
Kiçik Kutlug Alp Yabgu kardeşinin bu alçaklığını bir türlü hazmedemiyordu. Bir fırsatını bulup, onun bu ihanetini cezalandırmayı düşünüyordu. Dünyadaki kısacık bir ömrün rahatı için onur denen şeyi ayaklar altına alıyordu ki, Türk için bundan daha büyük bir zillet olamazdı.
“İnsan küçük bir tepe olacağına, büyük bir dağ olmayı hedeflerse daha iyidir.”
Sayfa 235Kitabı okudu
Kardeş kavgası koskoca bir milleti yeyip, bitiriyor; Çin imparatorluğu da öbür yanda Türklerin haline kıskıs gülüyordu.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.