Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk İnkılabına Bakışlar

Peyami Safa

Türk İnkılabına Bakışlar Gönderileri

Türk İnkılabına Bakışlar kitaplarını, Türk İnkılabına Bakışlar sözleri ve alıntılarını, Türk İnkılabına Bakışlar yazarlarını, Türk İnkılabına Bakışlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkçülerle Garpçılar millî iktisat anlayışında birleşirler. Her iki cereyanın mensupları için de Türk ekonomisini Avrupa maliyecilerinin elinden kurtarmak lâzımdır. Bir farkla ki: Türkçüler millî istihsalin ve onun neticesi millî servetin öz Türk elinde kalmasını isterler; Garpçılar için millî kelimesi ne din, ne de ırk ifade eder. Onlar millîden bütün Osmanlı tebaasının haklarını anlıyorlardı.
Gene o günlerde, Türkçüler’in meşhur: Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir: Turan! Beyitini, Abdullah Cevdet, yalnız bir kelimesini değiştirerek benimsemeye razı oluyordu: Vatan ne Türkiye’dir Türkler’e, ne Türkistan Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir: İrfan!
Reklam
Süleyman Nazif Osmanlı İmparatorluğu’nun Türkler tarafından tesis edildiğine kani değildir. İçtihadın 74 üncü sayısında verdiği cevapta: ".....
Balkan Harbi’nden sonra, felâketin verdiği dehşete, memleketin istikbali için bütün benizleri sarartan endişeler de karışınca, hasta adama her biri kurtarıcı birer deva koşturmak derdine düşen fikir sahipleri arasında bütün meseleleri ortaya döken münakaşalar başgöstermişti: Türk tarihi Sultan Osman’dan mı başlar, daha evvelden mi? Timurlenk bizden sayılır mı, sayılmaz mı? Osmanlı İmparatorluğu’nun banileri Türk müdürler, değil midirler? Cengiz mi daha büyüktür, Yavuz mu? Tanzimatçılık taklitçi ve zararlı bir ruh mudur, değil mi? Medrese kalmalı mı, kalmamalı mı? Turan mı, irfan mı? Tesettür ve taaddüdü zevcad kalkabilir mi, kalkmaz mı? Ulema sınıfından bu memlekete ziyan mı gelmiştir, fayda mı? Şiîlik mi, Sünnîlik mi? İslam terakkiye mani mi, değil mi? Lâtin harflerini alalım mı, almayalım mı? Arap ve Acem kültürlerinden tecrit edilen bir Türk’ün medenî bir kıymeti kalır mı, kalmaz mı?
Ziya Gökalp, Balkan Harbi’nin sonunda yazdığı “Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak” adlı eserine şöyle başlar: “Memleketimizde üç fikir cereyanı vardır. Bu cereyanların tarihi tetkik olunursa görülür ki mütefekkirlerimiz evvelâ (muasırlaşmak) lüzumunu hissetmişlerdir. Üçüncü Sultan Selim devrinde başlayan bu temayüle meşrutiyet inkılâbından sonra (İslâmlaşmak) emeli iltihak etti: Son zamanlarda ortaya bir de (Türkleşmek) cereyanı çıktı.
Garbda da teokratik bir bünye ve mutlakiyet vardır. Monarşi, hattâ zulüm ve işkence Şarka mahsus değildi.
Sayfa 146
Reklam
"Ortaçağ İslâm medeniyeti, insanlığın tam dönüm devrinde, eski kültür silinip de yerine yenisi gelirken yaratılmış ilk Rönesans'tan başka nedir?"
Sayfa 128
Fakat Roma istilâsı ancak siyasî prensipte kalmış, insanların yalnız dış itiyadlarını hükmü altına almıştı; Hıristiyan istilâsı vicdanların içini de fethetmeğe koşuyordu.
Sayfa 109
Yılbaşı ve noel şenliklerinin millî an'anelerimiz arasına girmeğe başlaması ve cenazelerimizde Chopin'in marşının çalınması, matbuatımızda arada bir tepen münakaşa mevzularıdır. Türk inkılâbının getirdiği medeniyetçilik hangisidir?
Sayfa 88
Türkçüler de, Garbcılar da, İslâmcılar da, sosyalizmin Türk bünyesi için takma ve yapıştırma bir yabancı nazariye olduğuna inanmışlardır.
Sayfa 61
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.