Bugünkü sanayi-kent medeniyetlerinin temeli, din ve ahlak değil, dinlerin dünya ve insan görüşüne başkaldıran karşı düşünceler ve devrimler olmuştur.Hemen her çağdaş ülke, bu büyük dönüşüme bir şeyler katmış, ondan etkilenmiş ve ortak temeller üstüne bir şeyler inşa etmiştir. Örnek olarak, İtalyan sanatında Rönesans, Alman dininde Reform, İngiliz ekonomisinde Sanayi Devrimi'ne yol açan buhar gücü, Fransız Devriminin tohumlarını atan Aydınlanma(Işık) Çağı vb. gibi. Bütün bunlar hür aklın, yerleşik inançlara, güçlü din ve ahlak kurumlarına başkaldırmasıydı.Din ve ahlak, Batı kültürünün temeli değil, olsa olsa engeli olmuştur.Din ve ahlak yalnız bilimsel devrimlere, tarihe değil,Ulusçuluğa ve her
türlü yenileşme hareketine de karşı çıkmıştır. Türk Kurtuluş Hareketi,Halife ya da Şeyh-ül lslam'ın desteği ile değil, kurulu din ve ahlak düzenine karşı savaşarak zafere ulaştı Cumhuriyeti kuran, yıkılan Osmanlı Devleti değil, (doğru ulusçuluk anlamındaki) milliyetçilik akımıydı. Bu anlamda Türkler, kendi kurdukları Osmanlı Devletinden kurtulan son Ulus (millet) olmuştur (Bkz. B. Lewis 1986).
Özetle, çağdaş laik Batı'nın kültür temelleri, devrimciliğe ve ulusçuluğa dayanır dine, ahlaka ve dini ahlaka değil !